© Elazığ Günebakış Gazetesi

Cengiz Öz: ‘Üzüm Üreticilerinin Toplumun Ve Devletin Desteğine İhtiyacı Var’

Cengiz Öz: ‘Üzüm Üreticilerinin Toplumun Ve Devletin Desteğine İhtiyacı Var’

Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz, yaşanan zirai don felaketinin ardından üzüm üreticilerinin karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini Bakış Haber’e değerlendirdi.

Haber: İrem Yılmaz

“BU YIL DOĞA KOŞULLARI ÜZÜM ÜRETİCİLERİNE CİDDİ PROBLEMLER YAŞATTI”

Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz, bu yıl doğa koşullarının üzüm üreticilerine ciddi problemler yaşattığını belirtti. Öz, “Üzümle ilgili her yıl satış problemleri oluyordu. Ancak bu yıl, doğa ve tabiat şartlarıyla ilgili büyük sıkıntılar yaşandı.

Satışla ilgili problemler genelde Eylül-Ekim aylarında ortaya çıkardı. Fakat bu yıl, Nisan ayından itibaren il genelinde zirai don tehlikesi meydana geldi.

Yaklaşık 104 bin dekar alanda, Elazığ’da 20 ila 80 bin ton civarında üzüm üretimi yapılıyordu. Bu zirai don nedeniyle, özellikle Fırat Nehri kıyısındaki bölgelerde yüzde 60 ila yüzde 65’e varan ürün kaybı oluştu. Diğer bölgelerde ise yüzde 30 ile 40 arasında kayıplar var.

Yani Elazığ genelinde yaklaşık yüzde 40 ila 50 arasında bir ürün kaybından bahsediyoruz. Hatta bazı bölgelerde bu oran daha da yüksek” dedi.

Son haftalarda havaların sıcak gitmesi nedeniyle üzümlerde doğuşların başladığını söyleyen Cengiz Öz,

“Üzüm görünüyor ama uzmanların söylediğine göre bunlar ana gözler değil. Üzümlerin durumu çiçeklenmeden sonra belli olacak. Yani üzüm, kendi kendine işleyen bir bitkidir; erkeği ve dişisi aynı köktedir.

Dolayısıyla çiçekten sonra döllenme meydana gelecek ve bu süreç sonunda üzüm oluşacaktır. Şu anda üzüm gibi görünen yapılar aslında çiçekten sonra salkıma dönüşecek. Gerçek üzüm salkımını o zaman görmeye başlayacağız.

Bu da şu anlama geliyor, Elazığ'da yaklaşık 800 rakımdan 1250 rakıma kadar üzüm yetişiyor. Bu iki rakım arasında yaklaşık 20 günlük bir fark var. Yani bu, 20-25 gün sonra Elazığ genelindeki toplam üzüm miktarının daha net ortaya çıkacağı anlamına geliyor. Zirai dondan kaynaklı zararın büyük kısmı da o zaman daha net anlaşılacak. Şu anda görülen tablo bu. Ama ileride daha farklı sonuçlar olur mu, inşallah o zaman göreceğiz” ifadesini kullandı.

'AĞAÇ ÜZERİNE DEVLET KURULMAZ:' ÇİFTÇİNİN DURUMU ÇOK ZOR’

Çiftçinin hem ekonomik hem de iklimsel zorluklarla mücadele etmeye devam ettiklerini vurgulayan Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz, “Büyüklerimizin bir sözü var, 'Ağaç üzerine devlet kurulmaz.' Gerçekten de çiftçinin durumu çok zor.

Yani, bir taraftan çok zor şartlar altında üretim yapmaya devam ediyorlar. Gübre fiyatları, işçilik ücretleri, tohum ve ilaç maliyetleri oldukça yüksek. Zirai mücadele için ilaca ihtiyaç var. Bunların üzerine bir de mazot maliyetleri eklendiğinde, çiftçinin işi gerçekten çok zorlaşıyor. Üretim yapmak her geçen gün daha da güçleşiyor.

Ancak tüm bu zorluklara rağmen üretime devam eden çiftçi, bazen doğada meydana gelen dolu, kuraklık gibi zirai tehlikelerle de karşı karşıya kalıyor.

Yani tam da atasözünde dendiği gibi: "Ağaç üzerine devlet kurmak zordur." Gerçekten üretime devam etmek çok zor” dedi.

“TÜM ZİRAİ ÜRÜNLERE İHTİYACIMIZ VAR”

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için doğada yetişen her şeye ihtiyacımız olduğunu dile getiren Öz, “Meyvelerin tamamına, tahıla, kısacası tüm zirai ürünlere ihtiyacımız var. Üretmeye devam etmeliyiz.

Tüm bu zorlukları aslında üreticilerimiz biliyor. Buna rağmen, bu ağır şartlara katlanarak üretime devam ediyorlar.

Burada yapılması gereken şu, Çiftçinin ya da üreticinin bu zarara, bu sıkıntıya, bu afete tek başına katlanması ya da üstesinden gelmesi zordur.

Bu nedenle toplumun ve devletin desteğine ihtiyaç var” ifadesini kullandı.

“ÇİFTÇİNİN YAPTIĞI MASRAFLARIN KARŞILANMASI YA DA ÜRÜN BAZLI DESTEK SAĞLANMASI ŞART”

Çiftçilerin bu ağır ekonomik yükü tek başlarına taşımanın oldukça zor olduğunu belirten Öz, çözüm önerilerini dile getirerek, “Çünkü şu anda çiftçi borçlanıyor. Borçla gübre alıyor, borçla ilaç temin ediyor, borçla işçi çalıştırıyor.

Tüm bu borçların bir şekilde ya hibe yoluyla devlet tarafından finanse edilmesi, ya da bir sistem dahilinde örneğin Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) üzerinden desteklenmesi gerekiyor.

Çiftçinin yaptığı masrafların karşılanması ya da ürün bazlı destek sağlanması şart” dedi.

Cengiz Öz, “Bu noktada Tarım Bakanlığı ya da Tarım İl Müdürlüğü yeni bir duyuru yaptı.

Denildi ki, “ÇKS’si olan üreticilerin, dondan zarar gördüklerine dair müracaat etmeleri gerekiyor.”

 Geçen ayın 13’ünde, yani 13 Nisan’dan itibaren Elazığ’da üreticilerimiz Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine başvuru yaparak destek alabiliyor.

Ancak burada şöyle bir sıkıntı var, Sadece güncel ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kaydı olan üreticiler başvurabiliyor.

Bu da önemli bir sorun teşkil ediyor. Çünkü bazı çiftçilerimiz bir yıl önce ÇKS başvurusunu yapmış ama sistemi güncellememiş.

Üstelik kanun ve uygulamalar da sürekli değişiyor. Bir bakıyorsunuz, “İnternet üzerinden güncelleme yapılacak” deniliyor.

Fakat çiftçilerimizin çoğu bu tür dijital uygulamaları yakından takip edemiyor, ne yazık ki.

Zamanında ÇKS güncellemesi yapamayanlar var. Hatta donla ilgili tarım sigortasını bile zamanında yaptıramayan çiftçilerimiz mevcut.

ÇKS’de yaşanan bu olumsuzluklar nedeniyle birçok üreticimiz ne vereceğini, ne tür belgeler gerektiğini ya da hangi destekten yararlanabileceğini bilmiyor.

Müracaat sürecinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor” ifadesini kullandı.

“ÇİFTÇİ KESİNLİKLE YALNIZ BIRAKILMAMALI, MUTLAKA DESTEKLENMELİDİR”

Çözüm önerilerinde bulunan Öz, “Birincisi, güncellemesini yapmayan çiftçilere bir defaya mahsus olmak üzere ÇKS güncelleme hakkı tanınmalıdır.

İkincisi, varisli tarlalar ve bölünmüş araziler nedeniyle ÇKS kaydı yaptıramayan üreticiler için, köylerde tespit çalışması yapılmalı; fiilen üretim yapan kişiler belirlenip doğrudan onlara destek sağlanmalıdır.

Çünkü biz, Elazığ'daki üzüm üreticilerinin yaklaşık yüzde 35-40’ının ürününün kayıtsız olduğunu düşünüyoruz. Hatta bu oran bazı bölgelerde daha da yüksek olabilir.

Örneğin bazı üreticiler hazine arazilerine ekim yapmış. Bazı bölgelerde ise araziler bölünmüş ama tapu işlemleri tamamlanmadığı için ÇKS kaydı yapılamamış.

Ben yaklaşık bir oran veriyorum, ancak kırsal bölgelerde çiftçilerle görüştüğümüzde bu oranın yüzde 50’nin üzerinde olduğunu ifade ettiler” dedi.

Dolayısıyla zarar sadece kayıtlı üretim üzerinden değerlendirildiğinde, çiftçilerin yalnızca yarısının zararı karşılanabilecek diyen Cengiz Öz, “Bu da ayrı bir sıkıntı.

Ne olursa olsun, üzüm üretimi bu yıl da devam ettirilmeye çalışılıyor.

Az önce de belirttiğim gibi, çiftçi baharın ilk ışıklarıyla birlikte üretime başladı. Bağında budama yaptı, ilacını attı, gübresini verdi, temizliğini yaptı ve tüm bu işlemler için ciddi masraflar yaptı.

Şimdi ise don nedeniyle zarar gören asmalarını kurtarabilmek için son bir aydır tekrar masraf ediyor. Toprağını işliyor, yeniden gübreleme yapıyor.

Yani şu anda bir asmadan ya da bitkiden söz ediyoruz, bu bitki hasta ve çiftçi onu tedavi edebilmek için elinden geleni yapıyor. İlaçla, gübreyle bakım sağlamaya çalışıyor. Bu mücadelede çiftçi kesinlikle yalnız bırakılmamalı, mutlaka desteklenmelidir” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE GENELİNDE ÜZÜM ÜRETİMİ ÇOK BÜYÜK ORANLARDA DÜŞTÜ”

 Türkiye genelinde üzüm üretiminin çok büyük oranlarda düştüğünün ifade edildiğine dikkat çeken Öz,

 “Biz her yıl çiçeklenmeden sonra üzüm pazarlamasını konuşurduk, pazar nedir, kimler talep ediyor, bunları değerlendirirdik. Ancak bu aşamaya da önümüzdeki günlerde geleceğiz.

Türkiye genelinde bu yıl yaşanan zirai don felaketinden üzüm üretimi ciddi şekilde etkilendi. Özellikle üzüm bölgeleri olan Ege’nin tamamında, Trakya’da, Orta Anadolu’da, Nevşehir ve Tokat bölgelerinde büyük zararlar görüldü. Türkiye genelinde üzüm üretiminin çok büyük oranlarda düştüğü ifade ediliyor.

Ama sanayi kuruluşlarına yani bizim daha çok sofralık ve şaraplık olarak üzümümüz değerlendiriliyor. Coğrafi işaretli Elazığ'ın Öküzgözü üzümü, özellikle şarap firmaları tarafından tercih ediliyor. Anadolu'nun çeşitli bölgelerindeki şarap firmaları, buradaki üzümü alarak nakliyat yoluyla kendi sanayi tesislerine götürüp orada işliyorlar” dedi.

“ASMALARIN BAKIMINI, SANKİ TAM VERİM ALACAKLARMIŞ GİBİ YAPMALARI GEREKİR”

Üzüm üreticilerinin asmaların bakımını, tam verim alacaklarmış gibi yapmaları gerektiğini ,aksi takdirde, gelecek yıl ürün almakta çok büyük zorluk yaşayabileceklerini belirten Cengiz Öz,  “Çiftçilerimizi gezdiğimizde, özellikle beyaz üzümde yani "Ağın Beyazı" olarak bilinen üzümde  ve Şifoni ya da "Tenhebi" diye tabir edilen erkenci çeşitlerde ciddi zararlar olduğu görülüyor. 1 yaşındaki çubukların zarar gördüğü bildirildi. Bu şu anlama geliyor, Asma yatırılır ve terbiye sistemine göre yönlendirilir, o yıl üzüm verir, ertesi yıl da yeni çubuklar çıkar. Eğer bu yılki çubuklar zarar gördüyse, ana gövdeden yeni çubukların çıkması gerekecek. Bu yeni çubuklar da ancak bir yılda gelişip kendini toparlayacak, sonraki yıl çubuk oluşturacak ve ancak o zaman üzüm verecek. Yani bu yılki olumsuzluklar, gelecek yıla da yansıyacak; verim kaybı gelecek yılda da ortaya çıkacak, özellikle çok zarar gören bağlarda.

Bitki şu anda zarar gördü, bırakalım demek çok yanlış. Üreticilerimiz ellerinden geldiğince masraf yaptı, ama ne olursa olsun üretime devam edeceklerse, asmalara bakmaktan vazgeçmemeliler. Asmaların bakımını, sanki tam verim alacaklarmış gibi yapmaları gerekir. Aksi takdirde, gelecek yıl ürün almakta çok büyük zorluk yaşayabilirler” ifadesini kullandı.

“BAĞLARIN BAKIMINI KESİNLİKLE BIRAKMAMALARI GEREKİYOR”

Konuya dair çeşitli önerilerin mevcut olduğuna değinen Cengiz Öz,” Tarım İl Müdürlüğü uzmanlar getirdi. Elazığ’da üç bölgede  Elazığ Merkez, Hoş, kıraç ve Koruk Köyü’nde toplantılar düzenledik. Biz de bu toplantılara katıldık. Burada üreticiler hem uzmanları dinlediler hem de kendi tarım danışmanları aracılığıyla konuyu takip ediyorlar. Üzüm Birliği olarak biz de Yeditepe Üniversitesi’nden bir hocamızı  davet ettik, kendisi de önerilerde bulundu.

Çiftçilerimiz, Tarım İl Müdürlüğü’nün ziraat mühendislerinin rehberliğinde bu mücadeleye devam edecekler. Bağların bakımını kesinlikle bırakmamaları gerekiyor” dedi.

Öz, “Bu arada, bugün Dünya Çiftçiler Günü. Tüm çiftçilerimizin Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyor, üretmeye ve üretime devam etmelerini temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER