‘Kölelik Yasası’ Yürürlükte: İşçilere Şok Şart

GÜNDEM Turizm sektörünü doğrudan ilgilendiren ve çalışanlar tarafından “kölelik yasası” olarak nitelendirilen düzenleme, 14 Temmuz 2025 itibarıyla yürürlüğe girdi.  

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yasal değişiklikle, haftalık izin hakkı için gereken çalışma süresi 6 günden 10 güne çıkarıldı.

HAFTALIK İZİN İÇİN 4 GÜN EK MESAİ ŞARTI

Meclis’te kabul edilen yeni kanunla birlikte, daha önce 6 gün çalışan bir işçinin kazandığı 1 günlük haftalık izin hakkı, artık 10 gün kesintisiz çalışmaya bağlandı. Böylece, turizm sektöründe çalışan emekçiler haftada 1 gün izin kullanabilmek için 4 gün daha fazla çalışmak zorunda kalacak.

Bu durumun, özellikle yaz aylarında yoğun çalışan turizm işçilerini doğrudan mağdur ettiği belirtiliyor.

EK ÖDEME YA DA TELAFİ HAKKI YOK

Yeni düzenlemeye göre, haftalık iznini kullanamayan işçilere herhangi bir ek ücret ödenmeyecek ve telafi hakkı da tanınmayacak. Sendikalar, bu durumun emek sömürüsünü yasal hale getirdiğini savunuyor.

DİĞER SEKTÖRLERE YAYILABİLİR ENDİŞESİ

Turizme özel getirilen bu uygulamanın, ilerleyen süreçte inşaat ve perakende gibi farklı sektörlere de yayılabileceği belirtiliyor. Bu da “kölelik sistemi genelleştiriliyor” endişesini beraberinde getiriyor.

TEPKİLER YÜKSELİYOR

Sosyal medya ve sendikal platformlar üzerinden düzenlemeye yönelik tepkiler giderek artıyor. Çalışanlar, “temel dinlenme hakkımız elimizden alınıyor” diyerek yasaya karşı çıkıyor. Sendikalar ve sivil toplum kuruluşları da düzenlemenin Anayasa’ya ve ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmelerine aykırı olduğunu vurguluyor.

UZMANLAR UYARIYOR: İŞ BARIŞI VE GÜVENLİĞİ ZEDELENİR

İş hukuku uzmanları ve insan hakları savunucuları, bu düzenlemenin çalışma barışını tehdit edebileceğini, iş kazaları ve meslek hastalıklarını artırabileceğini belirterek, yasanın gözden geçirilmesini ya da tamamen iptal edilmesini talep ediyor.

ÇALIŞMA HAYATINDA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR

10 gün kesintisiz çalışmanın ardından ancak 1 gün haftalık izin verilmesini öngören bu düzenleme, Türkiye’nin çalışma hayatında önemli bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. Uygulamanın uluslararası çalışma normlarıyla ne kadar örtüştüğü ise hâlâ tartışmalı.