Narsisizmin Sessiz Dalgası: İçsel Boşlukla Yüzleşen Bir Kişilik Yapısı

Narsisistik kişilik yapısı üzerine Bakış Haber’e önemli açıklamalarda bulunan Psikolog Doğukan Şahincan, bu kişilik örüntüsünün sessiz ama sarsıcı etkilerine dikkat çekti.

Haber: İrem Yılmaz

NARSİSİZMİN SESSİZ DALGASI: BELİRTİLER, DAVRANIŞLAR VE SINIRLAR ÜZERİNE

Narsisizm bazen yüksek sesli kahkahaların ardında, bazen aşırı özgüvenin gölgesinde saklanan bir iç boşlukla kendini gösterir diyen Psikolog Doğukan Şahincan, “Bu bireyler için dünya, sürekli dönen bir sahnedir ve onlar o sahnenin değişmeyen başrolüdür. Ancak bu başrol, çoğu zaman alkışsız kaldığında dağılır” dedi.

Temel davranışlardan bahseden Şahincan, “Sürekli takdir arayışı,Eleştiriye karşı aşırı savunma,Başkalarının ihtiyaçlarını görmezden gelme, Yüksekten konuşup, alçaktan hissetme” gibi davranışların görüldüğünü belirtti.

Böyle bir kişilikle karşı karşıya kalınması durumunda yapılması gerekenlere değinen Psikolog Doğukan Şahincan, “İçeriden gelen suçluluk duygusunu yönetmek: Narsisistik bireyler, sizi kendinizden şüphe ettirebilir. Bu yüzden kendi duygularınıza güvenmeyi öğrenmelisiniz. Sınırlarınızı duygusal değil, mantıksal koyun: Narsisistik kişiler duygusal açıklıkları hedef alabilir. Bu nedenle sınırlarınız net ve tutarlı olmalı. Onlardan özür, anlayış ya da sorumluluk beklemeyin: Bekledikçe yıpranırsınız. Çünkü bu beklenti, onları değiştirmek değil, sizi incitmek için malzeme olur” ifadesini kullandı.

NARSİSİZM NE ZAMAN ÇİÇEK AÇAR? GÖLGESİNDE HANGİ ÇOCUKLUK YATIYOR?

Psikolog Şahincan, “Narsisizm, bir gecede gelişen bir kişilik hali değildir. Bu bir savunmadır, bir hayatta kalma formudur. Genellikle çocuklukta yeterince duygusal temas görmemiş ya da yalnızca başarıyla onay almış bireylerde gelişir” dedi. Çocukluk deneyimleri nelerdir? Sorusuna yanıt veren Şahincan, “Koşullu sevgi: “Başarılıysan değerlisin.” Aşırı yüceltilme: Gerçek değil, şişirilmiş benlik inşası Duygusal ihmal: “Senin duyguların değil, performansın önemli.”

Bu çocuk büyür, ama içinde onay alamamış küçük bir çocuk kalır. O çocuk, her alkışta biraz daha var olur, ama hiç gerçekten doymaz” dedi.

İlişkilerde karşılaşılabilecek durumları belirten Psikolog Doğukan Şahincan, “Sürekli ilgi ve kontrol ihtiyacı,Partnerin ihtiyaçlarını yok sayma, Duygusal mesafeyi koruyarak bağ kurma illüzyonu yaratma

Yani birlikteymiş gibi ama aslında yalnız… Aynı masada oturur ama göz teması kurmaz. Çünkü ilişki, onun için “yansıtacak bir ayna”dan fazlası değildir” sözlerini kullandı.

ELEŞTİRİ BİR SALDIRIYSA, GERÇEK NASIL SÖYLENİR?

Psikolog Doğukan Şahincan, “Narsisistik bireyler için eleştiri bir "gelişim aracı" değil, bir "kimlik saldırısıdır". Küçücük bir geri bildirim bile onların içsel düzenini altüst edebilir. Çünkü her eleştiri, yıllardır üzerine inşa ettikleri sahte benlikte bir çatlak oluşturur” dedi.

Tepkilerin ise, Hemen savunmaya geçme,Suçluyu dışarıda arama,Sessiz cezalandırma, Ya da gözle görülmeyen bir kırgınlıkla uzaklaşmaolduğunu belirtti.

Şahincan, “Empati konusuna gelirsek:Bu bireyler empati kurabilir ama sadece stratejikse. Gerçek, duygusal empati zayıftır. Çünkü kendi duygularına teması kısıtlı olan biri, başkasının duygusunu da tam anlamıyla hissedemez” ifadesini kullandı.

PEKİ NEDEN ARTIYOR BU YAPI?

Narsisizmin artış nedenlerinden bahseden Psikolog Doğukan Şahincan, “Sosyal medya, kişiliği değil profili ödüllendiriyor.Aileler çocuklarını hissettirmek yerine sergilemeye çalışıyor.Başarı, değerli olmanın tek ölçütü haline geldi. Yani dünya, “beni gör” çığlıklarıyla dolu ama kimse gerçekten birbirine bakmıyor” dedi.

GÖRÜNMEYEN TEHLİKE: DEPRESYON VE İNTİHAR

Narsisistik yapıdaki bireylerde depresyon ve hatta intihar riski yüksektir diyen Psikolog Doğukan Şahincan, “ Dışarıdan kibir gibi görünen yapı, içeride sevilemeyeceğine inanan bir yaralı çocuğu saklar. O çocuk, bir gün “artık kimse beni alkışlamıyor” dediğinde, dünya onun için kapanır” ifadesini kullandı.

Neden olduğuna değinen Psikolog Şahincan,” Yaşamda başarısızlıkla yüzleşmek, Sosyal rollerin çökmesi, Gerçek ilişki kuramama nedeniyle yalnızlık

Bir gün, o kalabalıkların ortasındaki alkışlar kesildiğinde... Sessizlik başlar. Ve işte o sessizlik, narsisistik yapının en çok korktuğu şeydir: Kendinle baş başa kalmak.

Son olarak, Narsisizm, yalnızca “sorunlu kişilikler” değil, aynı zamanda “yaralı geçmişler” anlamına gelir diyen Psikolog Şahincan, “Narsisistik bireyleri anlamak, onaylamak değil... Onların içsel boşluğuyla baş etmeyi öğrenmelerine alan açmaktır. Ve bu alanda, hem sınır hem şefkat aynı anda yer bulabilir” dedi.