© Elazığ Günebakış Gazetesi

Psikolog Dilhan Yılmaz: ‘O Anlık Rahatlama Sorunun Ta Kendisi Olabilir’

Psikolog Dilhan Yılmaz: ‘O Anlık Rahatlama Sorunun Ta Kendisi Olabilir’

Zihninizde sizi esir alan düşünceler… O anlık rahatlama hissettiren ama daha da büyüyen bir tuzak… OKB’nin karmaşık dünyasına dair bilinmeyenleri ve merak edilenleri Psikolog Dilhan Yılmaz Bakış Haber’e anlattı.

 

Haber: İrem Yılmaz

 

“OKB, BİR NEVİ ZİHİN VİRÜSÜDÜR”

OKB, kişinin zihnine davetsiz misafir gibi sızan takıntılı düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin yarattığı yoğun sıkıntıyı gidermek için yapmak zorunda hissettiği tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) ile karakterize bir durum olduğunu belirten Psikolog Dilhan Yılmaz, bir nevi “zihin virüsü” olduğunu söyledi.

 

SOSYAL HAYATTA OKB NASIL GÖRÜNÜR?

Sosyal hayatla örneklendiren Psikolog Yılmaz,  “ya hata yaptıysam” diyerek tekrar tekrar kontrol etme ve işin bitmemesine sebep olma diyebiliriz” ifadesini kullanarak, Buna mükemmelliyetçi ve işinde titiz dense de aslında içerideki kaygı fırtınası olduğunu vurguladı. İlişkilerde kişinin sürekli olarak "acaba partnerimi gerçekten seviyor muyum, ya ona ihanet edersem?" gibi takıntılı şüpheler yaşayabileceğini söyleyen Psikolog Dilhan Yılmaz,” Bu şüpheleri gidermek için sürekli partnerinden güven arar, ilişkiyi sorgular ve bu durum ilişkiyi fazlasıyla yıpratır” dedi.

Psikolog Yılmaz,” Ailede ise genelde görülen titizlik adı altındaki temizlik kompulsiyonundan dolayı çocukların dışarıda çok oynayamaması, evde sürekli temizliğin olması ya da sürekli ocağı, ütüyü kontrol etme evden çıkarken kapıyı belli sayıda kitleme gibi durumların aile içinde hep bir diken üstünde olma ve zamanla gerilime yok açabildiğini belirtti.

 

OKB’DE EN SIK GÖRÜLEN TÜRLER NELERDİR?

En sık görülen türlere değinen Psikolog Dilhan Yılmaz, en sık karşılaşılan obsesyonların başında kirlenme ve bulaşma obsesyonlarının geldiğine dikkat çekerek,” Sürekli el yıkama, sürekli ev temizleme, defalarca duş alma, umumi tuvaletlerden kaçınma gibi davranışların gözlemlendiğini söyledi.

Şüphe Obsesyonlarında ise bireylerin, "Ütüyü fişten çektim mi?", "Kapıyı kilitledim mi?", ”Aldatılıyor muyum?”, “Seviliyor muyum?” gibi şüpheler ve buna bağlı defalarca kontrol etme davranışları sergilediklerini ifade eden Psikolog Dilhan Yılmaz, Simetri ve Düzen Obsesyonlarında  Eşyaların belirli bir düzende durması, kitapların boy sırasına göre dizilmesi gibi durumlar bozulduğunda yoğun sıkıntı yaşama” görülür dedi.

Dini veya Cinsel İçerikli İstenmeyen Düşüncelerinde OKB’nin sık görülen türlerinden biri olduğunu belirten Psikolog Yılmaz, “ Kişinin ahlaki değerlerine tamamen ters, istenmeyen ve yoğun suçluluk yaratan düşünceler barındırdığını vurgulayarak,  “Başkasına Zarar Verme Korkusu yaşayan bireylerin ise "Ya kontrolümü kaybedip sevdiğim birine bıçakla zarar verirsem?" korkusu ve bu yüzden evdeki tüm kesici aletleri saklama davranışında bulunabildiklerini belirtti.

 

 

“BU DURUMUN TEMELİNDE GEÇİCİ RAHATLAMA TUZAĞI YATAR”

Tekrarlayan düşünceler ve davranışlar kişiye mantıksız gelse bile bu döngüyü kırmanın neden bu kadar zor kontrol edildiği hakkında bilgilendirmelerde bulunan Psikolog Dilhan Yılmaz, bu durumun temelinde, "geçici rahatlama tuzağının" yattığını ifade etti.

Psikolog Yılmaz, bu döngüyü şu şekilde açıkladı: “Takıntılı düşünce örneğin, "Ocak açık kaldı!" düşüncesi yoğun bir kaygı yaratır. Bu kaygıya dayanamayan kişi, Zorlantılı Davranışı yapar (ocağı kontrol eder). Bu kontrolün ardından kişi anlık geçici bir "Oh be!" rahatlaması yaşar.

 

“ASLINDA O ANLIK RAHATLAMA PROBLEMİN TA KENDİSİDİR”

Beyniniz şu dersi çıkarır: "Demek ki ellerimi yıkayınca bu korkunç histen kurtulabiliyorum. O zaman bir dahaki sefere de aynısını yapmalıyım."Sorun şu ki, beyin bu sahte rahatlamayı öğrenir ve kaygıdan kurtulmanın tek yolunun bu davranış olduğuna inanır. Her tekrarda, bu tuzak daha da güçlenir. Aslında o anlık rahatlama, problemin ta kendisidir ve davranış, kaygıyı uzun vadede besleyen bir canavara dönüşür” dedi.

 

PSİKODİNAMİK PERSPEKTİFTEN OKB

Psikodinamik açıdan değerlendiren Psikolog Dilhan Yılmaz, “Bazen semptomlar, buzdağının görünen yüzü gibidir. Altında daha derin, bilinçdışı çatışmalar yatabilir” dedi. Psikolog Yılmaz, Örnek olarak, birine karşı hissettiği ama kendine bile itiraf edemediği öfkesi olan bir kişi, o kişiye zarar verme obsesyonları geliştirebileceğini belirterek, “Yaptığı kontrol ritüelleri (örn: o kişi uyurken onu sürekli kontrol etmek), aslında bilinçdışındaki "kötü" dürtüyü kontrol etme ve "geri alma" çabasıdır. Semptom, kabul edilemez bir duyguyla başa çıkmak için geliştirilmiş bir savunma mekanizması olabilir. Bu derin anlamı anlamak, kişinin kendine karşı şefkatini artırabilir ve iyileşme sürecine farklı bir boyut katabilir” ifadesini kullandı.

 

“EN ÖNEMLİ ADIM PROFESYONEL DESTEK ALMAKTIR”

OKB ile başa çıkmada en önemli adımın profesyonel destek almak olduğunun altını çizen  Psikolog Dilhan Yılmaz, “Öncelikle profesyonele başvurmak ve destek almak şarttır. Kendi kendine geçecek olsaydı zaten bu zaman kadar geçmiş olurdu” dedi. Psikolog Yılmaz, Bu desteğin içinde; Maruz Bırakma ve Tepki Önleme Terapisi, İlaç Tedavisi, Farkındalık Egzersizleri gibi yöntemlerin etkili olduğunu vurguladı.

Temel kuralın, aklınıza gelen düşüncelerin sadece bir "zihin gürültüsü" olduğunu fark etmek olduğunu ifade eden Psikolog Dilhan Yılmaz, “Onlar sizin kim olduğunuzu göstermez. Onlarla savaşmak yerine, gelip geçmelerine izin vermeyi öğrenebilmek kıymetlidir” dedi.

 

Tedavi yöntemlerinden biri olan “Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP) Terapisinin” BDT'nin bir alt dalı olduğunu ve OKB tedavisinde en etkili yöntem olarak kabul edildiğini belirten Psikolog Yılmaz, “Mantığı çok basittir: Kişiyi, kaygı duyduğu düşünce veya durumla (maruz bırakma) “kontrollü” bir şekilde yüzleştirmek ve ardından o kaygıyı azaltan ritüeli (tepki önleme) yapmasını engellemek Örnek: Çöp kutusuna dokunmaktan korkan biri için terapi, önce terapistle birlikte çöp kutusuna dokunduğunu düşünmek/dokunmak ve sonrasında ellerini yıkamadan belirli bir süre beklemektir” dedi. Psikolog Dilhan Yılmaz, Başta kaygı tavan yapar ama kişi ritüeli yapmadığında, korktuğu şeyin başına gelmediğini ve kaygının bir süre sonra kendiliğinden azaldığını deneyimleyerek öğrenmesiyle beynin yeniden programlandığını aktardı.

 

 

 

“TERAPİ VE İLAÇ TEDAVİSİ GENELLİKLE EN İYİ SONUÇLARI BİRLİKTE VERİR”

İlaç tedavisinde de özellikle orta ve şiddetli OKB vakalarında, psikiyatrist kontrolünde kullanılan bazı ilaçlar (genellikle SSRI grubu), beyindeki serotonin dengesini düzenleyerek takıntıların ve kaygının şiddetini azalttığını söyleyerek, “Terapi ve ilaç tedavisi genellikle en iyi sonuçları birlikte verir” dedi.

 

Psikodinamik bakış açısıyla yapılan çalışmalarda ise “Terapide, takıntıların sizin için ne anlama geldiğini, hayat hikayenizle nasıl bir bağlantısı olduğunu keşfetmek, "Neden ben ve neden bu takıntı?" sorusuna yanıt bulmak, kendinizi anlamanıza ve içgörü kazanmanıza yardımcı olur. Bu da iyileşmenin önemli bir parçasıdır” ifadesini kullandı.

 

“AKLA GELEN DÜŞÜNCELERİ SADECE BİR DÜŞÜNCE OLARAK ETİKETLEMEYİ ÖĞRENMEK LAZIM”

Farkındalık (Mindfulness) egzersizlerinin de önemine değinen Psikolog Yılmaz, “Aklınıza gelen düşünceleri "sadece bir düşünce" olarak etiketlemeyi öğrenmek, onlarla savaşmak yerine gelip geçmelerine izin vermek, OKB'nin gücünü azaltır. "Aklıma bir OKB düşüncesi geldi, bu benim gerçeğim değil, sadece beynimin bir oyunu" diyebilmek çok önemlidir” dedi.

 

“KENDİNİZE ŞEFKAT GÖSTERMENİZ GEREKİR”

OKB ile mücadelenin zorlu bir süreç olduğuna dikkat çeken Psikolog Dilhan Yılmaz, bu süreçte kişinin kendisine şefkat göstermesi gerektiğini belirterek, “Bu zorlu bir mücadele. Kendinizi suçlamak yerine bu durumla nasıl başa çıkmaya çalıştığınızı ve cesur olduğunu hatırlayın. Kendinize yüklenmekten kaçınmaya çalışın” ifadesini kullandı.

 

“YARDIM ARAMAK BİR ZAYIFLIK DEĞİL, İYİLEŞMEYE DOĞRU ATILAN EN CESUR ADIMDIR”

Psikolog Yılmaz, kimsenin bu zorlu yolda yalnız olmadığını hatırlatarak, “Eğer bu yazıda kendinizden ya da bir yakınınızdan bir parça bulduysanız, lütfen unutmayın: Yalnız değilsiniz ve bu durum sizin suçunuz değil. Yardım aramak bir zayıflık değil, iyileşmeye doğru atılan en cesur adımdır. Zihninizdeki o davetsiz misafire kapıyı gösterme gücü, doğru destekle sizin elinizde” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER