Yaz aylarının kavurucu sıcaklarında bir kıvılcımın nelere mal olabileceğini hepimiz biliyoruz. Her yıl onlarca orman yangını, binlerce canlının yaşamına ve milyonlarca ağacın kül olmasına neden oluyor. Bu felaketlerin büyük çoğunluğu ise insan ihmaliyle başlıyor.

Bugün Elazığ sokaklarındayız. Vatandaşlara “Ormanlarımızı korumak için ilk adım ne olmalı?” diye sorduk. Yanıtlar hem bilinçli hem de yürek burkan gerçeklerle doluydu.

Bir vatandaş şöyle diyor:

"Ormana çöp atılmamalı. Sadece çöp değil, sigara izmariti, cam şişe gibi şeyler de çok tehlikeli. Biri küçük bir dikkatsizlik yapıyor, sonra o ormanda sadece ağaç değil, canlılar, tabiat, oksijen... her şey yanıyor."

Başka bir vatandaş ise daha sert konuşuyor:

"Piknik bile yasaklanmalı. Kimse inkar etmesin, yine gider ateş yakar, söndürmeden bırakır. Bu iş şakaya gelmez. Caydırıcı cezalar artırılsın. Orman bizim geleceğimizdir."

Vatandaşlar özellikle cam şişelerin ve sigara izmaritlerinin büyük tehlike oluşturduğunu vurgularken, ormanların yalnızca ağaçlardan ibaret olmadığını da hatırlatıyorlar.

“O ormanda insanlık ölüyor, kızım. Tabiat ölüyor, oksijen ölüyor. Bu sadece ağaç yangını değil, bu bir yaşam kaybı,” diyor yaşlı bir teyze gözleri dolarak.

Tüm bu sesler ortak bir noktada birleşiyor: “Bilinçli toplum, caydırıcı ceza, sıfır ihmal.”

Çünkü vatandaşlar artık sadece ağaçları değil, geleceğimizi yitirdiğimizin farkında.

Son söz yine halktan biriyle geliyor:

“Tarım olmadan üretim olmaz, orman olmadan nefes alınmaz. Bunu herkes aklına yazsın.”