21. yüzyılda uluslararası rekabet sadece ekonomik çıkarlar veya askeri yöntemlerle mi sınırlı? Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Kültür Enstitüsü Direktör Yardımcısı Dr. Akalın, rekabetin yeni yüzünü anlattı.

Joseph Nye tarafından 1990’larda literatüre kazandırılan yumuşak gücün, kültürel unsurlar, eğitim, spor, sanat ve siyasi değerlerle küresel kamuoyuna hitap eden bir güç biçimi olduğunu belirten Dr. Akalın, bu gücün ancak barış ve istikrar ortamında etkili olabileceğini söyledi.

Türkiye, Pakistan ve İran’ın öncülüğünde 1985 yılında kurulan ve günümüzde 10 ülkeyi kapsayan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın kültürel diplomasi alanındaki temsilcisi olan EİT Kültür Enstitüsü’nün, bölgedeki kültürel zenginlikleri güçlendirmek ve ortak tarih bilincini artırmak amacıyla çalışmalar yaptığını belirten Akalın, ancak bölgedeki sert güç ve keskin güç unsurlarının bu çabaları zorlaştırdığını dile getirdi.

Dr. Akalın, “Bölgedeki dezenformasyon kampanyaları ve manipülasyonlar, ülkelerin uluslararası imajını zedelemekte, bunun yanı sıra yaşanan askeri müdahaleler ve saldırılar kültürel istikrarı sarsmaktadır. Özellikle ABD ve İsrail’in İran’a yönelik saldırıları ve Hindistan-Pakistan arasındaki gerilimler, barış ortamını zayıflatmakta ve yumuşak güç stratejilerinin etkinliğini azaltmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Bölgedeki kültürel projelerin ancak barış ve istikrarla mümkün olacağını vurgulayan Dr. Akalın, “Kültürel mirasa sahip çıkmak artık sadece estetik değil, siyasal ve toplumsal bir zorunluluk haline geldi. Kültürel diplomasi, sessiz ama derin etkiler bırakabilen bir araçtır. Ancak yumuşak gücün başarılı olabilmesi için diplomasi alanında tutarlılık ve barışa inanmak şarttır.” dedi.

Son olarak Akalın, “Savaşın gölgesi altında ne kültürel melodiler yankılanabilir ne de kitaplar açılabilir. Kalpler taş kesilir, umutlar ise küllerin altında kalır. Bu nedenle uluslararası aktörlerin ve bölge ülkelerinin barışa öncelik vermesi, tutarlı dış politikalar yürütmesi hayati önem taşımaktadır.” diyerek sözlerini tamamladı