Elazığ’ın Sivrice ilçesinde yer alan Hazar Gölü, sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda derinliklerinde gizlediği efsanelerle de büyüleyici bir cazibe merkezi olmaya devam ediyor.
Binlerce yıldır anlatılagelen hikâyeler, gölün mistik atmosferine ayrı bir anlam katıyor.
CİMRİ HALKIN LANETİ
Hazar Gölü’nün en çok konuşulan efsanelerinden biri, gölün derinliklerinde yattığına inanılan Batık Kent’e dair. Rivayete göre, bir zamanlar gölün bulunduğu alanda refah içinde yaşayan, ancak son derece cimri bir halkın yaşadığı zengin bir şehir vardı. Bir gün yaşlı bir kadın, sadece biraz tuz istemek için şehirde kapı kapı dolaştı. Ancak halk yardım etmeyi reddetti. Sadece bir kadın, elindeki az miktardaki tuzunu onunla paylaştı.
Yaşlı kadın, bu vefasızlığa karşı bedduasını şu sözlerle dile getirdi:
Sabah olduğunda, efsaneye göre şehir gerçekten de sular altında kalmıştı. Sadece yaşlı kadına tuz veren kadının evi ayakta kalmıştı. Bugün hâlâ gölün dibinde Batık Kent’in kalıntılarının olduğu ve bu lanetin izlerini taşıdığına inanılıyor.
AÇ KADININ AHI: TAŞA DÖNÜŞEN SİLÜET
Bir diğer etkileyici efsane ise gölün güneyinde bulunan, hamile bir kadını andıran dağ silüetiyle ilgili. Rivayetlere göre, gölün yerinde bir zamanlar bir köy bulunuyordu. Hamile ve yoksul bir kadın, köy halkından yiyecek istedi ancak kimse ona yardım etmedi. Bu acı dolu reddedilişin ardından kadın, lanetini dile getirerek şöyle dedi:
"BU KÖY SUYA GÖMÜLSÜN, BEN DE TAŞ OLAYIM!"
Kadının sözleri gerçekleşti; köy sular altında kaldı ve kendisi de taşa dönüştü. Bugün gölün güneyinde bulunan ve hamile bir kadını andıran kaya silüetinin, bu trajik olayın kalıntısı olduğu düşünülüyor.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.