Dil ve konuşma terapisti Aleyna Alkan, konuşma sesi bozuklukları (KSB) hakkında Bakış Haber’e önemli açıklamalarda bulundu. Alkan, bu bozuklukların çocukların konuşma anlaşılırlığını etkileyerek sosyal, iletişim ve akademik becerilerde sorunlara yol açabileceğini belirtti.
Haber: İrem Yılmaz
KONUŞMA SESİ BOZUKLUKLARI NEDİR?
Konuşma Sesi Bozukluklarının ne demek olduğunu tanımlayan Dil ve Konuşma Terapisti Aleyna Alkan, " Konuşma sesi bozuklukları "konuşma seslerini üretmede, algılamada ve/veya dili kurallarına uygun bir şekilde kullanmada yaşanan güçlükler sonucu konuşma anlaşılırlığının etkilenmesidir" dedi.
Alkan" Anlaşılırlığı düşük olan çocuklar konuşma sırasında seslerin yerlerini değiştirebilir/ sesleri birbiri yerine kullanabilir. Örneğin, ‘süt’ yerine ‘tüt’; ‘kapı’ yerine ‘tapı’ ‘resim’ yerine ‘yesim’ diyebilirler.
KSB görülen çocukların çok büyük bir kısmında, bozukluğun nedeni bilinmemekle birlikte, işitme kaybı gibi duyusal ya da dudak damak yarığı gibi yapısal alanlardaki bozukluklar sonucunda çocuklar konuşma seslerini üretmede sorun yaşayabilirler.Konuşma sesi bozuklukları motor ve nörolojik kaynaklı da olabilir; bu bozukluklar apraksi ve dizartri olarak adlandırılırlar" ifadesini kullandı.
Anatomik yapılarla ilgili olarak doğru bilinen bir yanlıştan bahseden Aleyna Alkan bunun "dil bağı olan çocukların konuşmada mutlaka problem yaşayacağıdır. Çoğu durumda dil bağı konuşma üretiminde bir soruna neden olmaz. Dil bağının konuşma üretiminde bir sorun yaratıp yaratmayacağı konusunda bir dil ve konuşma terapistinden görüş alınmalıdır" dedi.
"KSB ÇOCUKLARIN SOSYAL VE AKADEMİK BECERİLERİNİ ETKİLEYEBİLİR"
Konuşma sesi bozukluklarının (KSB) okul öncesi ve okul çağı çocuklarında en sık karşılaşılan dil ve konuşma problemlerinden biri olduğuna değinen Dil ve Konuşma Terapisti Aleyna Alkan, "Türkiye’de yapılan araştırmalarda konuşma sesi bozukluklarının yaygınlık oranı %5.6 olarak bulunmuştur. Bu çocukların 2/3’sinin erkek olduğu bilinmektedir.
KSB’li çocukların konuşma seslerini hatalı üretmeleri yalnızca konuşma alanında değil, tipik gelişim gösteren akranlarına göre iletişim, sosyal ve akademik becerilerde de daha fazla sorun yaşamalarına neden olmaktadır.Konuşma Sesi Bozukluğundaki temel problem çocukların ya hiç anlaşılmaması ya da sınırlı oranlarda anlaşılabiliyor olmasıdır. Sonuç olarak çocuğun iletişim becerilerinde kısıtlılıklar ortaya çıkacaktır. Konuşma Sesi Bozukluğuna erken dönemde müdahale edilmemesi okuma-yazma öğrenmeye geçişte sorunlara neden olabilir. Bu durumda akademik başarı, özgüven gibi alanlarda da sorunlar ortaya çıkabilir" dedi.
" TERAPİ YÖNTEMLERİ OLDUKÇA ÇEŞİTLİDİR"
KSB terapisinde kullanılabilecek yöntemlere değinen Alkan, Terapide kullanılabilecek yöntemlerin oldukça çeşitli olduklarını vurgulayarak, "Terapilerde bireyin hatalı ürettiği ya da hiç üretemediği konuşma sesleri tek tek ele alınabileceği gibi; yaptığı hatalardaki örüntüler dikkate alınarak çalışılacak ses grupları ve hata türleri hedeflenebilir. Her terapi bireye özgüdür, bireysel farklılıklar dikkate alınarak terapi planlaması yapılmaktadır. Bu sebeple öncelikle kapsamlı bir değerlendirme yapılması şarttır. Değerlendirme sonuçlarına göre ve bireysel farklılıklar göz önüne alınarak uygun müdahale yöntemi seçilir ve terapilere başlanır. Her çocuğun ilerlemesi kendine özgüdür. Kimi çocuk kısa bir sürede ses edinimini gerçekleştirirken kimi çocuk için bu süre uzayabilir. Yine bu noktada konuşma sesi bozukluğuna ek olarak başka bir konuşma probleminin varlığı, işitme problemleri, dikkat problemleri, bilişsel problemlerin varlığı süreci etkileyen faktörlerdendir.
Ailelerin terapist ile işbirliği içerisinde olması süreç açısından çok önemlidir. Çünkü terapiler haftada 1 veya 2 kez olmak üzere gerçekleştirilir. Konuşma sesindeki problemin yalnızca sınırlı bir süre içerisinde çalışarak düzeltilmesi mümkün değildir. Aileler verilen ödevleri düzenli bir şekilde yapmalı, çocuğa terapistin yönlendirdiği şekilde davranmaya özen göstermelidir" ifadesini kullandı.
" KSB İLERLEYEN YAŞLARDA DA DEVAM EDEBİLİR"
KSB'nin yalnızca çocukluk döneminde görülmediğine dikkat çeken Aleyna Alkan, "Okul öncesi ve okul çağı döneminde müdahale edilmeyen konuşma sesi bozuklukları ilerleyen yaşlarda da devam edebilir. Ayrıca travma ve ameliyatlara bağlı yapısal problemler veya nörolojik kaynaklı problemler de yetişkinlerde konuşma sesi bozukluğuna yol açabilir.
Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da çocuğun konuşma gelişimi yaşıtlarına göre çok daha yavaş gerçekleşiyorsa bu durumda gecikmiş konuşmadan bahsedebiliriz. Konuşma sesi bozuklukları ve gecikmiş konuşma arasındaki temel fark KSB olan çocuklar yaşıtlarıyla benzer bir şekilde dil edinimini gerçekleştirmiştir ancak konuşma üretiminde yaşadıkları sınırlılıklar nedeniyle anlaşılırlıkları düşüktür. Gecikmiş konuşmaya sahip çocuk ise yaşıtlarından daha geride bir dil performansı gösterir. Bazen aileler çocuklarının yaşadığı problemi anlatırken bu iki bozukluğu karıştırabilmektedir. Bu karıştırmanın sebebi de dil ve konuşma kavramlarının günlük hayatta tek bir kavram gibi algılanmasından kaynaklıdır. Aileler doğru bir uzmanla görüştüklerinde bu farklılıkları çok daha iyi bir şekilde anlamış olurlar" dedi.
" AİLELER BİR PROBLEMLE KARŞILAŞTIKLARINDA DİL VE KONUŞMA TERAPİSTİNE BAŞVURMALIDIR"
Dil ve konuşma bozuklukları ile ilgili başvurulması gereken uzmanların yalnızca dil ve konuşma terapistleri olduğunun vurgusunu yapan Alkan, "Aileler herhangi bir dil ve konuşma problemi yaşadıklarında mutlaka dil ve konuşma terapistine başvurmalıdır" ifadesini kullandı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.