Öğretmen Olmak Hayal mi Oldu? Kontenjanlar Şok Etti!

EĞİTİM Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı öğretmen atama verileri, eğitim alanındaki istihdam krizini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. Birçok branşta on binlerce mezun atanmayı beklerken, açılan kontenjanlar hayal kırıklığı yarattı.

En yüksek atama oranı %22,53 ile Sınıf Öğretmenliği branşında gerçekleşirken, Türk Dili ve Edebiyatı gibi köklü bölümler adeta görmezden gelindi.

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ZİRVEDE, EDEBİYAT DİBE VURDU

2025 atamalarında sınava giren 19.431 Sınıf Öğretmenliği adayından 4.378 kişi atanarak %22,53’lük oranla en yüksek başarıya ulaştı. Bu oran, diğer branşlara göre oldukça yüksek bir seviye olarak dikkat çekti. Ancak aynı tablo diğer bölümler için çok daha karanlık. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden sınava giren 35.791 adaydan sadece 29 kişi atanabildi. %0,08 gibi oldukça düşük bir atama oranıyla bu branş, listenin son sırasına yerleşti.

POPÜLER BRANŞLARDA BİLE ATAMA ORANLARI DÜŞÜK

Okul Öncesi Öğretmenliği branşında 56.542 başvuruya karşılık sadece 1.321 kontenjan açıldı. %2,34’lük atama oranı, yoğun talebe rağmen yeterli kadro açılmadığını gösterdi. Din Kültürü (%3,03), Türkçe (%3,11) ve İngilizce (%3,81) gibi alanlarda da atama oranları görece daha iyi olsa da beklentilerin altında kaldı.

SAYISAL VE REHBERLİK BRANŞLARINDA DA UMUT AZALDI

Matematik ve fen bilimleri alanında da tablo iç açıcı değil. İlköğretim Matematik (%0,98), Lise Matematik (%0,71), Fizik (%1,45), Kimya (%1,04) ve Biyoloji (%0,43) gibi sayısal branşlarda da atama oranları %1’in altında seyretti. Rehberlik (%1,62), Fen Bilimleri (%1,61) ve Beden Eğitimi (%0,83) gibi alanlar da benzer şekilde düşük oranlarla dikkat çekti.

SİSTEMSEL SORUN DERİNLEŞİYOR

Veriler, öğretmen adaylarının karşı karşıya olduğu istihdam krizini bir kez daha gündeme taşıdı. Eğitim fakültelerinden mezun olan binlerce genç öğretmen adayı, kontenjan darlığı nedeniyle mesleğe adım atamıyor. Bu durum, eğitim politikalarının gözden geçirilmesini ve üniversite mezunlarının istihdamına dair daha sürdürülebilir çözümler üretilmesini zorunlu kılıyor.