© Elazığ Günebakış Gazetesi

Ziraat Mühendisi Güner: ‘Tarım Sadece Bir Geçim Kaynağı Değil, İnsanlık İçin Bir Yaşam Meselesi’

Ziraat Mühendisi Güner: ‘Tarım Sadece Bir Geçim Kaynağı Değil, İnsanlık İçin Bir Yaşam Meselesi’

Elazığ’da mesleğini icra eden Ziraat Mühendisi Elifnur Güner, tarımın yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, toplumun geleceği açısından stratejik bir yaşam alanı olduğunu vurgulayarak Bakış Haber’e önemli açıklamalarda bulundu.

5 yıldır sahada aktif olarak görev yapan Güner, bitki sağlığı, sürdürülebilir üretim ve çiftçi eğitimi gibi konularda özveriyle çalışmalarını sürdürüyor.

“Tarımın her aşamasında üreticilerle birebir iletişimde olmayı, onların sorunlarına çözüm üretmeyi ve bilgi paylaşımında bulunmayı mesleğimin en değerli yönlerinden biri olarak görüyorum” diyen Güner, Elazığ’ın tarımsal potansiyelini ileriye taşımak ve iklim değişikliği gibi yeni nesil tehditlere karşı çiftçileri hazırlıklı hale getirmek için çaba gösterdiğini belirtiyor.

ELAZIĞ’IN TARIM ZENGİNLİĞİ: KAYISIDAN FASULYEYE, ÖKÜZGÖZÜ’NDEN CEVİZE

Elazığ, coğrafi yapısı ve iklim çeşitliliği sayesinde Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri. Baskil ilçesiyle özdeşleşen kayısı üretimi, Gezin bölgesindeki fasulye ve meyvecilik faaliyetleri, hububat, şeker pancarı ve bağcılık gibi ürünlerle hem bölgesel hem ulusal pazarda söz sahibi. Özellikle Öküzgözü üzümü, Elazığ’a marka değeri kazandıran önemli ürünlerden.

Kapama badem ve ceviz bahçelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, tarımsal çeşitlilik her geçen yıl artıyor. Ancak bu çeşitliliğe rağmen bölge tarımının daha fazla desteklenmesi gerektiğini savunan Güner, Elazığ’ın sadece üretim değil, tarıma dayalı sanayi ve gıda tedariki açısından da stratejik bir konumda olduğunu vurguluyor

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE DON FELAKETLERİ: TARIMSAL ÜRETİMİ TEHDİT EDİYOR

İklim değişikliğinin etkileri Elazığ’daki üreticileri doğrudan vuruyor. Özellikle ani don olaylarının meyve üretimini ciddi şekilde etkilediğini ifade eden Güner, bu yıl 11 Nisan gecesi yaşanan don felaketinin bağcılığı büyük ölçüde zarara uğrattığını belirtiyor:

“Donun etkisiyle birincil gözlerde %85, ikincil gözlerde ise %40 ila %70 arasında hasar oluştu. Bu yılın değil, gelecek yılın verimi de ciddi risk altında.”

Bu gibi durumlarda üreticilerin soğukkanlı davranmasının ve doğru bilgiye ulaşmasının hayati önem taşıdığını söyleyen Güner, sahadaki bilgi kirliliğinin yanlış uygulamalara neden olabileceğine dikkat çekiyor.

TARIMSAL EĞİTİM VE ALTYAPI YETERSİZLİĞİ ÜRETİCİNİN ELİNİ ZAYIFLATIYOR

Tarımda mekanizasyon artmış olsa da, Elazığ’da hâlâ ilaçlama, gübreleme ve yetiştirme tekniklerinde gelişim ihtiyacı var. Genç nüfusun tarıma olan ilgisinin azalması ise bu gelişimi sekteye uğratan bir başka etken.

Güner, aynı zamanda Elazığ’da ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması konusundaki altyapı yetersizliğinin, bölge üreticisinin pazarlama gücünü düşürdüğünü belirtiyor:

“Manisa’da kuru üzüm, Malatya’da kuru kayısı nasıl değer kazanıyorsa, Elazığ’da da bu potansiyel var. Ama modern depolama ve işleme tesislerinin eksikliği nedeniyle ürünler ya taze tüketimle sınırlı kalıyor ya da değerinin altında elden çıkarılıyor. Bu durum, sadece üreticiyi değil, bölgenin tarımsal sürdürülebilirliğini de tehdit ediyor.”

“ÜRETİCİ OLMAZSA, HİÇBİR SİSTEM AYAKTA KALMAZ”

Güner’e göre üretici yalnızca ekonomik bir aktör değil, aynı zamanda doğa, toplum ve ekonomi arasındaki köprüdür. Bu nedenle tarım sektöründe atılacak adımlar, sadece çiftçiyi değil, tüm toplumu doğrudan etkiliyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İÇİN YENİ NESİL TARIM YAKLAŞIMLARI ŞART

Günümüzde iyi tarım uygulamaları ve organik tarım modelleri, sadece üretim verimliliği değil çevresel dengeyi de gözetiyor. Bu yaklaşımların Elazığ’da da yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Güner, “Doğru ürünü, doğru zamanda ve doğru yöntemle üretirsek hem kaliteyi hem çevreyi koruyabiliriz” diyor.

“Tarım sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda insanlık için bir yaşam meselesidir. Bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmeliyiz. Üreticiden kamu kurumlarına, tüketiciden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin taşın altına elini koyması gerekiyor.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER