Günümüzde pek çok çift iletişim sorunları, güven kaybı, duygusal uzaklık gibi nedenlerle çıkmaza giriyor. Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın, çiftlerin terapiye başvurma nedenlerini ve sağlıklı bir ilişkinin temel yapı taşlarını Bakış Haber’e anlattı.
Haber: İrem Yılmaz
Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın çift terapisine başvuran bireylerin en sık karşılaştığı problemlere değindi. İletişim problemlerinin başta yer aldığını belirten Uzman Psikolog Gülaydın, "Partnerlerin birbirini dinlememesi, yanlış anlamalar ve sağlıklı bir tartışma yerine kırıcı çatışmalar yaşanması, ilişkinin temelini zedeliyor. Duygusal ihtiyaçların dile getirilememesi, çiftler arasında görünmeyen duvarlar örüyor” dedi.
Güven sorunlarının da ilişkilerde ciddi yaralar açtığını vurgulayan Eren Deniz Gülaydın, duygusal sadakatsizlik, yalan söyleme ya da geçmişte yaşanan kırılmaların güveni derinden sarstığını belirtti.
Fiziksel ya da duygusal yakınlığın azalması, cinsel isteksizlik ya da cinsel uyumsuzluk, birliktelikte tutkunun kaybolmasının terapi başvurularında sıkça dile getirildiğini ifade etti.
Çatışma Yönetimi Sorunlarına da dikkat çeken Gülaydın, "Tartışmaların sıklığı, yoğunluğu ve çözülmeden kalması,aynı döngülerin tekrar etmesi, kavgaların çocukların önünde yaşanması hem ilişkiyi hem de aile bütünlüğünü tehdit ediyor" dedi.
Aile büyüklerinin (kayınvalide, kayınpeder vs.) müdahalesi. Arkadaşlar, sosyal çevre veya iş yaşamının çift üzerindeki etkileri, çocuk bakımı, ebeveynlik yaklaşımlarındaki farklılıklarında sıkça çatışmaya neden olduğunu dile getirdi.
Hayat Değişimleri ve Krizlerinde ilişkilerde sarsıntıya neden olabileceğini söyleyen Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın,"İş kaybı, taşınma, sağlık sorunları gibi stresli yaşam olayları, doğum, düşük, evlilik gibi büyük geçiş dönemleri, roller değiştiğinde yaşanan dengesizlikler ilişkiyi zora sokabiliyor" dedi.
Beklentiler ve Uyum Sorunlarının uyuşmamasının da ilişkide ki uyumu bozduğunu belirten Uzman Psikolog Gülaydın,"Evlilikten ya da ilişkiden beklentilerin örtüşmemesi, rol dağılımlarındaki anlaşmazlıklar (ev işleri, maddi yük vs.) gelecek planlarında uyumsuzluk çocuk isteme, kariyer planları gibi konularda yaşanan fikir ayrılıkları zamanla daha büyük sorunlara dönüşebiliyor" ifadesini kullandı.
Çift terapisine başvurma nedenlerinden bir diğerinin de Bağlanma ve Duygusal mesafe olduğunu dile getiren Eren Deniz Gülaydın,"Duygusal kopukluk ya da bir tarafın diğerine fazla bağımlı olması,bağlanma stillerinin (kaçıngan, kaygılı, güvenli) çakışması, yakınlık kuramama ya da yalnız hissetme gibi durumlarla çiftler yoğun olarak terapi ihtiyacı duymaktadırlar" dedi.
“SEN” DİLİ YERİNE “BEN” DİLİ KULLANILMALI”
Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın, Çiftler arasında yaşanan bu sorunları azaltmak adına çözüm yolları sundu. Gülaydın, İletişim problemleri durumunu aşmanın ilk adımının etkin dinleme becerisini geliştirmek, karşı tarafı yargılamadan, bölmeden dinlemek olduğunu söyledi.
“Sen” dili yerine “Ben” dili kullanmanın önemine dikkat çeken Eren Deniz Gülaydın, “Beni dinlemiyorsun” yerine “Anlaşılmadığımı hissediyorum” şeklinde ifade etmenin daha yapıcı bir iletişim ortamı sağladığını belirtti.
Çiftlerin günlük olarak birbirleriyle sohbet etmeye ayıracakları 10-15 dakikalık Günlük “check-in” zamanlarının, ilişkide duygusal bağı güçlendirdiğini ifade eden Gülaydın, Duyguları bastırmadan, ama kırmadan ifade etme becerisini geliştirmenin önemli olduğunu söyledi.
“AÇIK, DÜRÜST VE ŞEFFAF İLETİŞİM KURMANIN ÖNEMLİDİR”
Güven sorunlarının çözümünde ise, açık, dürüst ve şeffaf iletişim kurmanın önemini vurgulayan Eren Deniz Gülaydın, Geçmişteki güven kırıklıkları hakkında kontrollü bir ortamda, terapist eşliğinde konuşmak. Sözlerin eylemlerle tutarlı olması (verilen sözlerin tutulması). Şeffaflık ve güven yeniden inşa edilene kadar sınırların net bir şekilde belirlenmesinin önemli olduğunu ifade etti.
“FİZİKSEL VE DUYGUSAL YAKINLIĞA ZAMAN AYIRILMALI”
Yakınlık ve cinsellik ile ilgili sorunlarda, fiziksel ve duygusal yakınlığa düzenli olarak zaman ayırmak,cinsellik hakkında açık ve utanmadan konuşma pratiği, romantizmi canlı tutmak için küçük jestler, sürprizler ya da fiziksel temas (sarılmak, el ele tutuşmak).Cinsel terapi ya da bireysel destek gerektiğinde bu alanda profesyonel yardım almanın etkili bir seçenek olduğunu söyledi.
“TARTIŞMALARI “KAZANMAYA” DEĞİL, “ANLAMAYA” ODAKLANMAK GEREKİR”
Çatışma yönetimi için, tartışmaların uygun zamanda ve sağlıklı bir şekilde yapılmasının önemli olduğunu belirten Gülaydın ,Tartışmaları “kazanmaya” değil, “anlamaya” odaklanmanın, ara verme tekniğiyle gerginlik yükseldiğinde 20-30 dakikalık mola verip sonra yeniden konuşmanın ilişkide yapıcı bir süreç olduğunu ifade etti. Ortak karar alma becerisinin geliştirilmesinin de ilişkilerde denge ve uyumu artırdığını kaydetti.
“ÇİFT OLARAK BİR “BİZ ALANI” OLUŞTURMAK VE SINIRLAR BELİRLEMEK GEREKİR”
Aile ve çevresel etkenlerle başa çıkmada ise Gülaydın, “Çift olarak bir “biz alanı” oluşturmak ve sınırlar belirlemek gerekir. Örneğin, üçüncü kişilerin ilişkiye müdahalesine karşı net olunmalı, eşlerin birbirinin ailesiyle ilgili duygularını anlamaya çalışmalı. Gerektiğinde çiftin birliği için dışarıya karşı ortak duruş sergilemeliler” dedi.
KRİZ ANLARINDA BİRLİKTE PROBLEM ÇÖZME YOLLARI ARAMAK”
Hayat değişimleri ve krizlerle başa çıkmak için kriz anlarında birlikte problem çözme yolları aramanın (takım gibi davranmak) önemini vurgulayan Eren Deniz Gülaydın, Duygusal destek sunmak: “Senin yanındayım” mesajını net olarak vermek, Geçici stresleri kalıcı yargılara dönüştürmemek (örneğin: “Bu dönem çok zor, ama geçecek” gibi yaklaşımların çiftleri daha güçlü hale getirebileceğini belirtti.
“MUTLU BİR EVLİLİK” HERKES İÇİN FARKLIDIR”
Beklentiler ve uyum sorunlarının ilişkilerde sık karşılaşılan başlıca problemler arasında yer aldığını belirten Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın, çiftlerin rol ve sorumluluklar konusunda açık konuşmalar yapmaları gerektiğini söyledi. “Mutlu bir evlilik” herkes için farklıdır. Bu nedenle beklentilerin somut bir şekilde ortaya konması, taraflar arasında yanlış anlamaların önüne geçer" diyen Gülaydın, Orta yol bulma becerisini birlikte geliştirmenin önemli olduğunu söyledi.
“GÜVENLİ BAĞ KURMAYI DESTEKLEYEN DAVRANIŞLARA ODAKLANILMALI”
Bağlanma ve duygusal mesafeyi azaltmak için, birbirinin bağlanma stilini tanımaya çalışmak gerekir diyen Eren Deniz Gülaydın, “Güvenli bağ kurmayı destekleyen davranışlara odaklanmak (duygusal destek, fiziksel temas, empati) Birlikte keyifli zaman geçirmek (hobiler, seyahat, oyunlar vb.)Partnerin duygularını küçümsememek veya görmezden gelmemek gerekir” dedi.
“PROFESYONEL DESTEKLE İLERLEMEK, ÇİFT TERAPİSİ, BU SÜREÇLERDE REHBERLİK VE ARAÇ SUNMAK AÇISINDAN ÇOK ETKİLİDİR”
Profesyonel Destekle İlerlemek, çift terapisi, bu süreçlerde rehberlik ve araç sunmak açısından çok etkilidir diye belirten Eren Deniz Gülaydın, “Özellikle döngüsel tartışmalar, derin güven sorunları veya aldatma gibi travmatik olaylarda profesyonel destek süreci daha sağlıklı hale getirir” dedi.
“EŞLERDEN BİRİ TERAPİYE SICAK BAKARKEN DİĞERİ DİRENÇ GÖSTEREBİLİR”
Gülaydın, “Eşlerden biri terapiye sıcak bakarken diğeri direnç gösterebilir. Bu durumda ikna süreci yargılamadan, anlayışla ve stratejik bir iletişimle yürütülmelidir” ifadesini kullandı. Gülaydın bu gibi durumlarda, “Senin hatan” değil, “bizim ilişkimiz” yaklaşımı: doğru ikna ve iletişim için daha uygundur. “Senin yüzünden böyle olduk, terapiste gitmeliyiz.” demek yerine “İlişkimizde zorlandığımız alanlar var, birlikte destek alabiliriz.” demek tercih edilmelidir” ifadesini kullandı.
“TERAPİNİN “SUÇLAMA” DEĞİL, “ANLAMA” YERİ OLDUĞU ANLATILMALI”
Terapinin “suçlama” değil, “anlama” yeri olduğunu anlatmak gerektiğinin altını çizen Eren Deniz Gülaydın, “Birçok kişi terapinin taraf tutacağını ya da kendi hatalarının ortaya konacağını sanır. Bu algıyı kırmak için terapinin ilişki dinamiğine odaklandığı vurgulanmalı” dedi.
Kendi duygularını ifade etmenin ikna sürecini kolaylaştırabileceğini vurgulayan Gülaydın“Kendimi zaman zaman çaresiz ve anlaşılmamış hissediyorum. Bu yüzden bir uzmandan destek almak istiyorum.” gibi içten cümlelerin etkili olabileceğini söyledi.
Terapiye direnç gösteren eşe bir deneme süresi önererek “Sadece 1-2 seans deneyelim. Faydalı olmazsa birlikte değerlendiririz.” önerisinin bir adım atılmasını kolaylaştırabileceğini dile getiren Eren Deniz Gülaydın,”Eşin terapiye direnme nedenlerini yargılamadan dinlemek, ikna sürecini kolaylaştırır” dedi.
Gülaydın, bireysel terapi, çevrim içi çift terapisi veya ilişki atölyeleri gibi esnek seçeneklerinde önerilebilineceğini söyledi.
“ÇİFT TERAPİSİNDE ÖĞRENİLEN BECERİLER GÜNLÜK YAŞAMA AKTARILMADIĞINDA KALICILIK AZALIR”
Çift terapisinde öğrenilen beceriler günlük yaşama aktarılmadığında kalıcılık azalır diyen Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın,Terapi sonrasında ilişkide sürekliliği sağlamak için bazı becerilerin geliştirilmesinin önemli olduğunu söyledi. Gülaydın, iletişim ve empati becerilerinin başta geldiğini, duyguları açıkça ifade etmenin, yargılamadan dinlemenin, partnerin perspektifini anlama ve duygusal empati kurmanın ilişkinin temel taşları arasında olduğunu belirtti.
Sağlıklı tartışma yönetiminin ise tepki vermeden önce düşünmeyi,tartışmaları uzlaşma fırsatına dönüştürmeyi, “Kırıcı olmak mı, yapıcı olmak mı?” sorusunu hatırlamayı gerektirdiğini ifade etti.
“SOĞUMA SÜRESİ TANIMAK ÇATIŞMALARIN BÜYÜMESİNİ ENGELLEYEBİLİR”
Duygusal Regülasyonun ilişkilerde önemli bir yer tuttuğunu belirten Eren Deniz Gülaydın, Kendi öfke, kırgınlık ve hayal kırıklığını yönetebilme becerisi kazanmalarının, tartışmalarda “soğuma süresi” tanımasının ise çatışmaların büyümesini engelleyebileceğini vurguladı.
Yakınlık ve Bağ Kurma konusunda ise düzenli olarak kaliteli zaman geçirmenin (günlük kısa temaslar, haftalık randevu geceleri), ilişkileri güçlendirdiğini ifade eden Gülaydın, romantizm ve fiziksel yakınlık için bilinçli çaba göstermenin de ilişkinin canlılığını koruması açısından önemli olduğunu ekledi.
“BİZ BİLİNCİ”Nİ KORUYACAK ORTAK ANLAMLAR VE DEĞERLER BELİRLENMELİ”
Ortak hedefler oluşturmanın da ilişkide önemli olduğunun altını çizen Gülaydın, “Gelecek planlarını birlikte konuşmak (tatiller, çocuk, kariyer). “Biz bilinci”ni koruyacak ortak anlamlar ve değerler belirlemek ilişkide istikrarı güçlendirdiğini belirtti.
Sınır belirleme ve bireysel alanın korunmasının hem bireysel ihtiyaçlara hem ortak yaşama saygı açısından önemli olduğuna değinen Eren Deniz Gülaydın ,”aile, iş, sosyal çevreyle olan sınırları birlikte kararlaştırmak gerekir dedi.
Gülaydın, terapide öğrenilen tekniklerin gündelik yaşama entegre edilmesinin ve geriye düşüldüğünde birlikte yeniden değerlendirilip toparlanabilmenin ilişkide istikrarı güçlendirdiğini ifade etti.
“HER SAĞLIKLI İLİŞKİDE ZAMAN ZAMAN ÇATIŞMALAR OLUR”
Evlilik içinde ki çatışmalarla nasıl başa çıkılabileceğine dair bilgilendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Eren Deniz Gülaydın, “ Her sağlıklı ilişkide zaman zaman çatışmalar olur. Amaç, çatışmasızlık değil; çatışmaları saygı çerçevesinde yönetebilmek olmalı” dedi. Gülaydın, zamanlamanın önemli olduğuna dikkat çekerek,”Tartışmalar öfke zirvesindeyken yapılmamalı” ifadesini kullandı.
“Sakinleşme süresi” uygulamanın bu beceriler arasında önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Eren Deniz Gülaydın, “Taraflardan biri “Şu an çok gerginim, birazdan devam edelim” diyebilir” dedi.
“SEN ZATEN HEP BÖYLE YAPARSIN” GİBİ GENELLEMELERDEN KAÇINILMALI”
Tartışmalarda konudan sapmamanın da ilişkide yapıcı iletişimi desteklediğini vurgulayan Gülaydın, “Sen zaten hep böyle yaparsın” gibi genellemelerden kaçınmak. Tartışma bir konu üzerindeyse, sadece o konuda kalmak gerektiğini dile getirdi.
“PARTNERİN DUYGUSUNU VE BAKIŞ AÇISINI ANLAMAK GEREKİR”
Savunma yerine anlama becerisinin önemine değinen Eren Deniz Gülaydın, Savunmaya geçmeden önce partnerin duygusunu ve bakış açısını anlamaya çalışmak gerekir. “Ben böyle düşünmedim ama sen böyle hissettiysen bu benim için önemli” gibi ifadelerin karşılıklı anlayışı pekiştirdiğini söyledi.
Eleştiriyi nasıl yaptığın önemlidir diyen Gülaydın, “Sen neden böylesin?” yerine “Ben böyle olduğunda kırılıyorum” demek. “Ben dili” kullanmak: Suçlayıcı değil, duyguyu ifade eden bir dil kullanmanın önemli olduğunu vurguladı.
Yeniden bağlanma ve onarım sürecinden de bahseden Eren Deniz Gülaydın, “Tartışmadan sonra birbirinizle tekrar bağ kurmak için adım atmak. Özür dilemek ya da basit bir sarılma bile onarıcı olabilir” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.