Sosyal Hizmet Uzmanı Senanur Erdem Bakış Haber’e özel açıklamalarda bulundu. Kadının aile içindeki önemi hakkında konuşan Erdem, “Kadının yıllardır değişmeyen bir görevi var. Mesela kadın annedir. Anne ne kadar eğitimliğse çocuğun da gelecekte o kadar faydalı olacağına inanırlar” dedi.
Bakış Haber olarak Sosyal Hizmet Uzmanı Senanur Erdem ile bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajımızda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için açıklama yapan Erdem, “Kadınlara yönelik şiddet tarzı şeyimiz olmasa da böyle günleri sadece bir günde kutlamasak her gün kadınlarımıza değer versek. Her gün kadınlarımızı önemsesek. Ben bir güne indirgenen şeylerden çok hoşlanmıyorum. Çünkü o bir günden sonra her şey unutuluyor ve kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir şeyleri kutlamak bence bir şeylerin çözümü değil çünkü 8 Mart da olsa başka bir mart da olsa kadınlarımız yine şiddete uğruyor” dedi.
Haber: Pınar Gürler Yurt
“KADIN HAKLARI KONUSUNDA MAĞDUR OLAN KADINLARA YOL GÖSTERİYOR”
Sosyal hizmet bağlamında kadını söyleyen Uzman Erdem, “Sosyal hizmet birçok dezavantajlı grubu bünyesinde bulunduruyor. Zaten bunlardan en önemlisi kadın. Kadın demek diğer grupların içinde kapsayan bir şey. Kadına yönelik şiddet maalesef ki doğum öncesi dönemden başlıyor. Bunların içinde kız çocuklarının düşürülmesi, beşik kertmesi veya cinsiyet seçimi gibi şeyler daha eski çağlarda karşılaştığımız kadın sünnetleri olsun bu tarz şeyler zaten geçmişten günümüze gelmektedir. Sosyal hizmet bu durumda bazı roller üstleniyor savunuculuk rolü, arabulucuk rolü gibi roller üstleniyor. Savunuculuk rolünde kadın hakları konusunda mağdur olan kadınlara bir yol gösteriyor, yasa veya politikalar da değişiklik yapıyor. Mağdur edilen kadın veya kadınlara beceriler kazandırarak onları hayatlarını asgari düzeyde geçirmeleri için yardımcı oluyor. Diğer mesleklerle birlikte bir birliktelik oluşturup kadınlarımızı normal hayata katmaya çalışıyor.” dedi
“KADIN ANNEDİR”
Kadının aile içindeki öneminden bahseden Senanur Erdem, “Kadının yıllardır değişmeyen bir görevi var. Mesela kadın annedir. Anne ne kadar eğitimliğse çocuğun da gelecekte o kadar faydalı olacağına inanırlar. Bir toplumu bastırmak için Orta Çağ’da ortaya şeytan uşağı veya cadı avı gibi terimler atılmış bunlar, bilgili olan kadınlar bir şeylerde becerisi olan kadınlardı. Eski dönemde şifacı, ebe gibi bunlar şeytanın ruhu içine kaçmış kadınlar olarak tam zulme uğradılar. Mesela ayakları, kolları bağlanıp suyun içerisine atıldılar ve o suyun içerisinden kurtulan kadınlar şeytan ilan edildi, kurtarılamayanlar da masum ilan edildi. Her iki tarafta da zaten kadınlara bir çıkış yolu sunulmamıştı. Kadın bu anlamda çok büyük bir önem taşıyor.” diye konuştu.
TOPLUMSAL CİNSİYET BAĞLAMINDA KADIN NEDİR?
Toplumsal cinsiyet bağlamında kadının önemini anlatan Erdem, “Geçmişten günümüze kadar gelen bir ataerkillik söz konusu bunu atasözlerimiz de çokça görüyoruz. Saçı uzun aklı kısa, kadının yeri eşinin dizinin dibi, oğlan doğuran övsün kız doğuran dövünsün ve namus kavramını sadece kadın olarak kavramlaştırmışlar. Yani cinsiyet bağlamında okuduğum bir araştırma Urfa’da yapılıyor Urfa’da yapılan araştırmada çoğu kadının yaşadığı durumun öğrenilmişlikten geldiği gösteriliyor. Kadınlara bazı sorular soruluyor diyorlar ki mesela sizce kadın çalışmalı mı hayır diyorlar çünkü eşinin dizinin dibinde oturmalı çünkü çalışma erkeğe atfedilen bir görev olarak düşünüyorlar. Sizi değerli hissettiren şey nedir ve burada kadınların çoğunun verdiği cevap eşinin veya çocuğunun ona verdiği değerden kendini değerli görüşü yine bu açıklamalar sonucunda şöyle bir kanıya varıyorlar ki aslında kadınların bu zamana kadar yetiştirilme biçiminden dolayı toplumda bir çok sorunla karşı karşıya kalıyorlar ve çoğu kadın zaten kendine geliştirmekten bu yüzden kaçıyor. Yani bu da toplumun onlara dayattıkları baskılar olarak görünüyor.” açıklamalarında bulundu
“İNKÂR, SUÇLULUK, AYDINLANMA VE SORUMLULUK”
Toplumda aile içi şiddet ve kadını anlatan Sosyal Hizmet Uzmanı Senanur Erdem, “Aile içinde şiddet mağduru olan kadına yönelik sosyal hizmet müdahalesi içinde kadının yaşantıyı içselleştirmesine neden olan öğrenme sürecini farkındalık gelişmesine yardımcı olmaya çalışıyor. Kadınlar da şöyle bir şey var, kadın şiddete uğradığını ya farkında değil ya da bu benim kaderim çekmek zorundayım da başıma geldi yaşayacağım gibi düşünüyor. Yalnız hissediyor ya da ben bunu söylersem bana ne gözle bakarlar ne derler kol kırılır yel içinde kalır gibi. Pek çok kadın kendinin şiddete hak ettiğini düşünüyor veya gördüğü şiddeti önemsemiyor. Bu konuda şöyle bir kavram var hırpalanmış kadın sendromu diye geçiyor. Bu dört aşamadan oluşuyor. İnkâr, suçluluk, aydınlanma ve sorumluluk. İnkâr kısmında kadın inkâr ediyor hayır diyor o bana şiddet için yapmadı. Bunu yapmak istemedi ya da bir daha olmayacak gibi inkârlarda bulunuyor. Kendi içinde ikinci süreç suçluluk, ben böyle yapmasaydım böyle olmazdı benim de suçum var. Kendinde suçu arıyor. Üçüncü kısım aydınlanma kadın burada hem sevgi hem nefreti bir arada yaşıyor her şeyin farkında ama bir taraftan da her şey düzelebileceğini dair bir umut içinde besliyor. Son kısımda sorumluluk kadın bu süreçte kendiliğinden son bulmayacağını kabul ediyor artık bu şiddeti boyun eğmemeyi buna karşı koymak için neler yapabileceğini düşünmeye başlıyor. Çoğu kadın buna karşılık hani bir sonuca varamıyor. Çünkü neden kendisi bazı şeylerden korkuyor. Mesela ya daha ciddi bir şiddetle karşılaşırsam ya da maddi gücün yetebilecek mi bundan sonraki hayatımda ve çocuklarının iyiliği için yine de yuvamız bozulmasın diye düşünüyorlar. Bir de dini boyutu olsun, toplumsal boyut olsun, evliliği sürdürmeli devam ettirmeli algısından dolayı çoğu kadın ailede şiddete karşı bir şey yapamıyor.” dedi.
“KEŞKE HER GÜN KADINLARIMIZI KORUSAK”
Son olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için mesaj veren Senanur Erdem “8 Mart Dünya Kadınlar Günü için mesajım kadınlara yönelik şiddet tarzı şeyimiz olmasa da böyle günleri sadece bir günde kutlamasak her gün kadınlarımıza değer versek. Her gün kadınlarımızı önemsesek. Ben bir güne indirgenen şeylerden çok hoşlanmıyorum. Çünkü o bir günden sonra her şey unutuluyor ve kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir şeyleri kutlamak bence bir şeylerin çözümü değil çünkü 8 Mart da olsa başka bir mart da olsa kadınlarımız yine şiddete uğruyor maalesef yine ölüm haberleri ile karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden benim için çok da bir anlam ifade etmiyor keşke her gün kadınlarımızı korusak” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.