1 Ağustos 2025’te başlayacak olan 2026-2027 dönemi toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde memurların talepleri ile hükümetin öngörülen teklifleri arasındaki fark dikkat çekiyor.

Artan enflasyon karşısında memur sendikaları güçlü taleplerle masaya oturmaya hazırlanırken, hükümetin sunduğu düşük zam oranları beklentileri karşılamaktan uzak görünüyor.

Toplu sözleşme maratonu öncesinde memur ve memur emeklilerinin gözü hükümet ile sendikalar arasında yapılacak görüşmelere çevrildi. Türkiye genelinde artan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon nedeniyle kamu çalışanlarının ücretlerinde ciddi erime yaşanırken, yetkili sendikalar çözüm için net taleplerle sürece hazırlanıyor.

SENDİKALARDAN SERT TALEPLER

Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen ve KESK gibi etkili sendikalar, görüşmelerde maaş artışlarının yanı sıra kira yardımı ve seyyanen zam gibi kalemlerin de gündeme alınmasını istiyor. Özellikle büyükşehirlerde yaşanan kira krizine karşı kapsamlı kira desteği talep edilirken, en düşük memur maaşına refah payı eklenmesi, aile ve çocuk yardımlarının güncellenmesi de sendikaların öncelikleri arasında yer alıyor.

HÜKÜMETİN ZAM TEKLİFLERİ HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI

Kulislerde konuşulan zam oranları ise memurlar arasında şimdiden hayal kırıklığına yol açmış durumda. Hükümetin 2026 yılı için ilk altı ayda yüzde 8, ikinci altı ayda yüzde 7; 2027 yılı için ise yüzde 5+5 olmak üzere toplamda yıllık yaklaşık yüzde 10’luk bir zam planladığı iddia ediliyor. Refah payı eklenmiş olsa dahi bu oranların yüzde 15’i aşması beklenmiyor. Bu durum, yüksek enflasyon altında ezilen kamu çalışanları için yetersiz bulunuyor.

KİRA YARDIMI VE SEYYANEN ZAM BELİRSİZ

Sendikaların en öncelikli konuları arasında yer alan kira yardımı ve seyyanen zam için ise hükümet cephesinde olumlu bir yaklaşım bulunmuyor. Kira desteği programının hem bütçeye getireceği yük hem de uygulanabilirlik açısından zorluklar taşıdığı ifade edilirken, seyyanen zam talepleri ise yürütülen tasarruf politikalarıyla çeliştiği gerekçesiyle sıcak karşılanmıyor.

ZORLU PAZARLIK SÜRECİ KAPIDA

Tarafların pozisyonlarının netleşmesiyle birlikte, 2025 Ağustos’unda başlayacak toplu sözleşme görüşmelerinde çetin bir pazarlık sürecinin yaşanması bekleniyor. Kamu çalışanları, taleplerinin ne ölçüde karşılık bulacağını merakla beklerken, ekonomik tablo ve hükümetin bütçe yaklaşımı nedeniyle belirsizlik sürüyor.