Elazığ’dan Türkiye’ye Bir Tokat Gibi Manzara
10 Haziran 2025, Salı 15:15Elazığ Hayvan Pazarı, bir zamanlar bayram sabahlarının neşesi, kurbanlık pazarlarının yüzüydü. Ama bu bayram hayvan pazarında sessizlik vardı, hüzün vardı, yürek burkan bakışlar vardı.
Anlayacağınız ortada bayram yoktu!
Ortada resmen bir çöküş vardı. Duyulmak istenmeyen, üstü örtülen, ama artık saklanamayan acı bir gerçek vardı. İnsanlarımız ne yazık ki kurbanı da kesemeyecek hale geldi. Lütfen, kimse bize “dönemsel durgunluk” masalları anlatmaya da kalkmasın. Bu tablo, açıkçası çürüyen ekonomik sistemin kurban pazarına yansıyan bir enkazıydı. Ve ne yazık ki 14-15 bin liradan başlayan kurbanlık fiyatları karşısında millet kan ağlıyordu.
“Alım gücü düştü” diyordu satıcının biri.
Bende diyorum ki; hayır!
Alım gücü düşmedi, yerin dibine gömüldü!
Kurban alamayan vatandaş çaresizliğini gidermek için Afrika’dan medet umar duruma gelmiş resmen. Evet, insanlarımız artık 4-5 bin liraya Afrika’da kurban kestiriyor. Çünkü ellerinde başka da bir seçenek yok maalesef! Vekaletle yurt dışında kurban kesimi uygulaması; özellikle dini dernekler aracılığıyla Afrika gibi coğrafyalarda 4-5 bin liraya yapılabilmesi, ülkemizdeki pazarın cazibesini iyice düşürdü. Neden 14 bin verelim ki, 4-5 bine hem ibadetimizi yapalım hem de yoksul coğrafyalarda yardıma katkı sağlayalım, mantığı yaygınlaştı. Bu tercih, yerel üreticinin satışını ve dolayısıyla geçimini olumsuz etkiledi. Satılmayan hayvanların kesimhaneye gönderilmesi ise hem üreticiye zarar hem de israf riskini doğuruyor.
Bu bir tercih değil, bu bir çaresizliktir resmen. Ülkesinde ibadet yapamayan vatandaş, başka coğrafyalara umut taşır hale gelmiş. Rica ediyorum, kimse buna şimdi “yardımseverliğin artması” diye alkış tutmasın lütfen.
Bu durum yerli üreticinin göz göre göre feda edilmesi değil de nedir?
Bazıları hala kalkmış “vatandaş daha bilinçli, savurgan değil” diyor.
Bence bu, çok yanlış bir düşünce! Çünkü; bu bir bilinç değil, yoksulluğun getirdiği çaresizliktir. Açıkçası milletin de başka bir seçeneği kalmadı zaten. Bu tablo kader değil, bir tercihtir.
Şimdi buradan soruyoruz:
Neden çiftçi batıyor?
Neden et bu kadar pahalı?
Neden vekaletler yurt dışına kaçıyor?
Neden üretici ölü fiyatına hayvanını kesime gönderiyor?
Ve daha acısı; neden kimse hesap vermiyor?
Aslında bu mesele sadece Elazığ’ın, bir pazarın, birkaç satıcının meselesi de değil zaten. Bu, Türkiye’nin boğazına dayanmış ekonomik ve sosyal bir bıçaktır. Elazığ’da yaşananlar, “tesadüf” değil. Bir sistemin, bir ekonominin, bir vicdanın çöküşüdür.
Ülkenin geldiği şu acı durumu görmemek için kör olmak lazım herhalde….
Saygılarımla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum