19 Mayıs; Nutuk Atmakla Değil, Nesil Yetiştirmekle Anlamlıdır!
19 Mayıs 2025, Pazartesi 11:09Yıl 1919…
Bahar.
Başka bir bahardır o yıl.
Samsun kıyısına bir gemi yanaşır. İçinden çıkan adam, yorgun ama inançlıdır. Gazi Mustafa Kemal’in Anadolu’da yaktığı bağımsızlık ateşi, 106 yıl sonra hâlâ kalbimizde yanıyorsa bu, milletin azim ve kararlılığı sayesindedir. Bunu teslim etmemek mümkün değil.
Şimdiye kadar Elazığ’da ki bürokratlarımız ve siyasilerimiz tarafından yayımlanan 19 Mayıs mesajları, hamasi duygularla kaleme alınmış ve milletin bu kutlu günle ilgili hissiyatına hitap etmeyi de başarmış mesajlar. Mesajlarda; Atatürk’ün “Milleti, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” sözünden hareketle, tarihe ve halka dönük selamlar yerinde duruyor. Özellikle de gençliğe dair vurgular; “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirme sorumluluğu, sadece bir temenni değil, aynı zamanda da bir çağrı niteliğinde.
Mesajlar, coşkulu ifadelerle dolu, evet…
Ancak!
Nutuk atmakla, nesil yetişmez!
“Bağımsızlık” kelimesini her cümlede kullanmak, bağımsız bir gençlik yetiştirdiğimiz anlamına gelmiyor ne yazık ki.
İşin bir başka boyutu da şu ki; yayınlanan mesajlarda “Gençleri spora, sanata, bilime yönlendireceğiz” deniyor ama nasıl yapılacağına dair somut bir şey söylenmiyor ne yazık ki. Bu söylem yıllardır aynı cümleyle döner durur. Oysa gençler artık “vaat” değil, “fırsat” istiyor. Dijital dönüşümden bahsedilmiş ama gençlerin hâlâ çoğu köy okulunda internete erişemediğini bilmeyen var mı?
Mesajların çoğunda “Gençleri, karşısındakini ötekileştirmeyen bireyler olarak yetiştirmeliyiz” denmiş. Bu, içinde bulunduğumuz toplumsal kamplaşmaların üstesinden gelmenin anahtarıdır. Ancak yine aynı soruyu sormadan da geçemeyeceğim.
Peki nasıl?
Bu sadece eğitimcilerin mi görevi?
Siyasetçiler, medya, aileler – herkesin bu inşada payı yok mu?
Kabul edelim ki, 19 Mayıs artık sadece bir kutlama günü değil aynı zamanda aynaya bakma günüdür. Gençliğe hitabe okumak kolaydır, ama gençliği duymak, anlamak ve ona yol açmak zordur. Bugün gençler bırakın “istikbali”, “istikrarlı bir gelecek” dahi göremiyor. İşsizlik, güvencesizlik, göç hayalleri… Bunlara da eğilmek gerekir diye düşünüyorum.
Sonuç olarak…
Çağımız artık slogandan çok strateji bekliyor.
Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Cumhuriyet, sadece geçmişe övgüyle değil, geleceğe yatırım yapılarak korunur.
19 Mayıslar, söylevlerin değil, eylemlerin ölçüldüğü günler olmalı.
Çünkü bir milletin büyüklüğü, anıta çelenk koymakla değil; anıların emanetine sahip çıkan gençler yetiştirmekle mümkündür.
Saygılarımla…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum