Elazığ
05 Temmuz, 2025, Cumartesi
  • DOLAR
    39.91
  • EURO
    47.04
  • ALTIN
    4274.4
  • BIST
    10.276
  • BTC
    108181.47$

Her Durumda Mücadele

05 Temmuz 2025, Cumartesi 11:09

Kadın olmak; bazen bir gülümsemenin ardına gizlenmiş bir yorgunluk, bazen bir sessizliğin içinde bastırılmış bir sestir. Her koşulda güçlü kalmak zorunda bırakılmaktır. Hayatın yükü omuzlarımıza binerken, bizden beklentiler her zaman fazlasıyla yüksek olur.

İşte bu yüzden bu yazı sadece bir anlatı değil; aynı zamanda bir ses, bir direniş ve bir hatırlatmadır: Kadınlar vazgeçmez. Çünkü biz, mücadele etmeyi doğuştan biliriz. Biz, gözyaşını çabuk silen kadınlarız.

Mücadele ederken bile suçlanıyoruz.
Peki, pes ediyor muyuz?
Hayır. Çünkü bizim lügatımızda “pes etmek” diye bir kelime yok. Lügatında "pes etmek" olmayan bir kadın için hiçbir mücadele çözümsüz değildir. Günün sonunda, ayağa daha güçlü bir şekilde kalkıyoruz.

Ama bazen, serzenişte bulunmadan da edemiyoruz. Çünkü bazı gerçekler sessizlikle değil, ses vererek değişir.

Peki, hayatı bize neden bu kadar zorlaştırıyorlar?
İş yerlerinde yaşadığımız mobbingler...
Sadece başarılı olduğumuz için daha iyi bir konuma getirilmemize karşı çıkılması...
Başarılarımızın ardından, “hemcinslerini kıskanıyor”, “hiçbir şeyi beğenmiyor” gibi etiketlerle itibarsızlaştırılmamız...
Yapılan haksızlıklara ses çıkardığımızda, “takıntılı” ya da “abartılı tepkiler veren” biri olarak anılmamız...

Ama hayır, biz ne takıntılıyız, ne kıskanç, ne de hiçbir şeyi beğenmeyen kişileriz.
Biz sadece ayrımcılığa, kötü niyete, emeğimizi hiçe sayanlara ve bizimle dalga geçercesine yazı tura atanlara, kırıp dökmeden “Neden?” diyoruz.

Sırf birinin eşi, kızı, arkadaşı ya da yakını olmadığımız için geri planda bırakılmak istemiyoruz.
Biz sadece hak ettiğimiz değeri görmek istiyoruz.
Emeğimizin, zekâmızın ve duruşumuzun arkasında durulmasını bekliyoruz.

Aile içinde yaşadığımız baskılar da cabası...
En ufak bir hatada ilk suçlanan yine biz oluyoruz.
Çünkü “Çok fazla sorumluluk aldı, o halleder.”, “O yapar, ona bir şey olmaz.” denilerek yalnız bırakılıyoruz.
Gözyaşımız varsa da onu içimize akıtmamız bekleniyor.

Bize yapıştırılan bu etiketler, bizi mutsuz ediyor. Çünkü mutsuzluk, mücadele gücümüzü zayıflatır.
Ve bizim en büyük gücümüz; her şeye rağmen mutlu olabilmek.

Ne olursa olsun, annemin de dediği gibi:
“Boşver... Hadi gel, bir kahve içelim.” diyebilmeliyiz.

Doğan Cüceloğlu’nun bir sözü geliyor aklıma:
“Kendi tanıklığın, senin en önemli tanıklığın.”

Hayatınızda hiç kimse olmasa bile, siz varsınız, güçlü ve güzel kadınlar...
Ve hep var olmaya devam edeceksiniz.

 

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum