Elazığ
17 Haziran, 2025, Salı
  • DOLAR
    39.38
  • EURO
    45.65
  • ALTIN
    4296.8
  • BIST
    9.361
  • BTC
    105656.09$

Aileyi de Kadına Verdik, Geriye Ne Kaldı?

16 Haziran 2025, Pazartesi 11:07

 

 

Bazen bir tablo öyle çok şey anlatır ki, üzerine binlerce cümle kursanız da o görselin verdiği mesajı geçemezsiniz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2025 yılı kabinesine şöyle bir bakın. Tam 18 bakan var. Kaç tanesi kadın dersiniz? Sadece biri. Ve o tek kadın bakanın görev yaptığı alan ne mi? Tahmin etmek zor değil: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı.

Durun bir düşünün... Bu tesadüf değil. Hatta artık klasikleşmiş bir refleks bu. Yönetimde kadına ancak “aile” başlığı uygun görülüyor. Çünkü “kadın zaten aileden sorumlu değil midir?” bakışı, sistemin en dip katmanlarında öylece duruyor. Adeta kazınmış zihinlere. “Dışişleri mi? Ekonomi mi? Savunma mı? Hayır hayır, onlar erkek işi...” gibi gizli ama baskın bir ön kabul.

E peki soruyorum o zaman:

Madem tüm bakanlık koltukları erkeklerin elinde, neden Aile Bakanlığı da bir erkeğe emanet edilmiyor?

Ya da neden bir kadını Hazine ve Maliye Bakanı olarak göremiyoruz?

Neden bir kadın Dışişleri Bakanı olmuyor da, hep “aile” kadına veriliyor?

Sanki devlet, kadına “hadi sen bu kısmı hallet, biz büyük işleri konuşuyoruz” diyor gibi.

İşte bu da tam olarak erkek egemen sistemin sessiz ama çok güçlü bir yansıması.

Çünkü burada mesele sadece kaç kadın bakan olduğu değil. Kadının nerede konumlandırıldığı. Hangi sorumlulukların kadınlara uygun, hangilerinin “devlet işi” diye erkeklere ait görüldüğü. Bu bakış açısı, kadınların liyakatle hak ettikleri görevlere gelmesinin önünde görünmez bir duvar örüyor. Ve o duvar, beton değil ama zihinlerde.

Düşündükçe gerçekten insanın içi sıkılıyor. Çünkü mesele bir bakanlık meselesi değil. Mesele, eşitliğe inanç meselesi. Kadının siyasette sadece “aile” çerçevesinde değil, ülkenin dış politikasından ekonomisine, adaletinden güvenliğine her alanda söz sahibi olması gerektiği gerçeğini görmezden gelme meselesi.

Bir kadın, bir ülkenin ekonomisini neden yönetemesin?

Bir erkek, aile politikalarını neden üstlenemesin?

Sorular basit ama cevapları ağır.

Belki bir gün, bu yazıyı gülümseyerek hatırlarız.

“Ne tuhaf zamanlardı, bir tane kadın bakan vardı” deriz.

Umarım o günleri görürüz.

Ama bugünden bakınca, gerçekten delirmemek işten bile değil...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum