Leylanın Kardeşleri
13 Haziran 2025, Cuma 13:24İran sinemasının güzel filmlerinden biri olan Leylanın kardeşleri filminin bana bıraktığı izleri ve dersleri paylaşmak istiyorum.
Film aynı evde yaşayan 4 erkek1kız
kardeş ile yaşlı anne ve babanın birlikte yaşamak zorunda kalışları dramatik bir gerçeklik olarak perdeye aktarılmış.
Filmin konusu evlenip boşanmış üç erkek kardeş ile küçük kardeşleri ferhatın anne ve babasına bakmak için hiç evlenmemiş kız kardeşleri Leyla ile birlikte aynı evde yaşarken verdikleri mücadele anlatılıyor.
Evin içi bir devletin özel odası gibi sosyal ve ekonomik sorunların konuşulduğu tartışma ve istişare alanı olarak aktarılıyor.
Film İran ekonomisinin zor dönemlerinden olan devrim sonrası oluşan belirsizlikler içinde 1980 li yıllardaki ekonomik sıkıntıların toplumsal yozlaşma ve aile içi yaşam psikolojisi açısından oluşturduğu derin bölünmeler ve travmaların felsefi arka planına ayna tutuyor.
Boşanmış üç erkek kardeş Leylanın zeki ve sivrilen özellikleri ile yönettiği bir eve mecburi olarak geri dönerler.
Geri döndükleri baba evinde Leylanın anlamını ve değerini tanıma fırsatı bulurlar.
Bu durum kardeşler üzerinde psikolojik olarak olumlu sonuçlar ortaya çıkarır.
Leyla evde herkesin sıkıntılarını paylaştığı akıl aldığı herkese derman olan bir eczacı gibidir adeta.
Yaşları orta yaş grubuna mensup kardeşlerin hepsi işsiz olup sürekli evde oturmaktan stres ve bunalıma girerler.
Herkes işsizlik için çözüm ararken leyla kardeşlerine çözüm bulmak için yaşlı babasının biriktirdiği paradan haberdardır.
Leyla büyük abisi pervizin tuvalet temizlikçisi olarak çalıştığı Avm nin tuvaletini bu para ile satın alıp oraya kardeşleri için dükkan açma düşüncesi ile heyecanlı bir ortam oluşturur evde.
Dükkan açılırsa tüm kardeşler bir arada çalışıp ihtiyaçlarını karşılayabilecektir.
Ama leyla ile ortanca kardeşi Alireza babanın parası ile kurtuluş hayalleri kurarken baba ismail jobour gulam aşiretinin reisi tarafından 40 altın karşılığında reis olabileceği yalanıyla kandırılır ve hikaye amansız bir ev içi geleneksel bakış ile yeni kuşak çatışmasına dönüşür.
Evde beraber yaşadıkları ve asla kendilerini dinlemeyecek bir baba vardır.
Fakat baba artık evin lideri değil
bir kaprisin kurbanı olmuştur.
Mesele şudur Diriliş mi?
Yoksa babaya(gelenek)teslim oluş mu?
Yani gelenek geleceği kurtarabilirmi?
Çünkü Leyla o para ile kardeşlerinin hayatını kurtarmaya çalışırken baba aşiretin reisi olmak için parayı bir sahtekâra kaptırmanın eşiğindedir.
Aşiret liderinin oğlunun sünnetinde özel bir törenle ismail jabour yeni lider olarak herkese takdim edilecektir.
Tabi karşısında ona rakip olan Rüstem ağa pusuda beklemektedir.
Düğün günü takılar takılıp tam ilan edileceği sırada yaşlı baba ismail kürsüde konuşmaya hazırlanırken altınların kasada olmadığını görürler.
Leyla gizliden altınları almış ve bozmuştur.
Jabour aşiret reisi tarafından çok kötü sözlerle toplumun önünde rezil edilir.
Alireza altınları leylanın aldığını anlar. Düğünde leylayı kovalamaya başlar.
Ama leyla ölürüm yine vermem diye direnir.
Leyla kırk yaşında olduğundan kendi hayatının bir değeri kalmadığına inanarak kendini kardeşlerine adamıştır ve babasına ciddi itirazlar ederek karşı çıkmaya başlar.
Babanın(gelenek)gururu yıkılmıştır.
Geleneksel İran toplumunun babaya olan saygı ve sevgisi ile fakirlik ve yozlaşma yaşayan toplumun yeni fertleri arasındaki bakış açısı bir türlü ortak bir akıl ve yol bulmalarına olanak sağlamaz.
Eril düşünce yapısı ile dişil düşüncenin birbirinden farklı çalıştığının çok sayıda somut örnekleri film boyunca bizi kuşatır.
Film beni içine leylanın şu cümlesi ile çekti
"Bize nasıl düşündüğümüzü değil
ne düşündüğümüzü öğrettiler"
Maalesef hiçbir sistem kendi insanının
öz yurdunda özgür ve özgün düşünmesini kabullenemiyor.
Said Rustayi bu kadar soft ve sert olmayan diline rağmen bu film nedeniyle 6 ay hapis cezası aldı.
Eğer tam bir eleştirel senaryo olsaydı varın sonunu siz düşünün...
Film ülkede başlayan devalüasyon nedeniyle bir haftada sadece Jabour ailesinin değil tüm ülkenin iflası anlamına gelen ekonomik iflasla son bulur.
Bu hayallerin de artık son bulduğu anlamına geliyordu.
Filmde şu mesajlar var;
Babanın lider rolünün iranda artık bittiği Annenin sistem karşısındaki korkaklığı
Kardeşlerin yani gençlerin çaresizlik
nedeniyle atıl ve miskin hale gelişi
İranda genç nüfusun nasıl heba olduğu çünkü 40 yaşındaki evlat babadan harçlık istemeye mahkum görünüyor filmde.
Ve Kadının cesareti...
Kadının direnişi...
Kadının mücadelesi...
Kadının sisteme ve ekonomik zorluklara
Hurefe ve geleneklere
Ataerkil erkek egemenliği altında silik yaşamaya direnişini anlatan LEYLA var.
Sevgi ve bilgi ile kalın...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum