Dikkat Hafızasızlık Salgını Var!
08 Temmuz 2025, Salı 14:22Bu ülkede her şey ne çabuk unutuluyor dimi?
Dinimize, kutsalımıza hakaret edilir unuturuz,
Bir yerlerde çocuk öldürülür en fazla 1 ay sürer unutulması,
Bir kadın öldürülür 1 gün bilemedin 1 hafta sonra unutulur,
Koca koca ormanlar yanar 1 hafta,
Hayvanlara eziyet edilir birkaç saat sonra unutur gideriz.
Toplum olarak ne yaşarsak yaşayalım hafızalarımızdan silinip gitmesi en fazla 1 haftamızı alıyor. Hangi ara bu hale geldik, Nasıl uyuştu, silikleşti hafızalarımız böyle? Topluca hafızamızı nereye gömdük? Ne olacak bu halimiz böyle? Bu neyin umursamazlığı, neyin ilgisizliği böyle?
Aklımıza, vicdanımıza, saygımıza, sevgimize, ahlakımıza, kültürümüze tek yönlü gidiş bileti alıp nereye gönderdik onu ki geri gelmedi bir türlü…. Gelecek mi o da şüpheli…
Geçen gün ki yazımda da bahsetmiştim, acılarımızı yaşadığımız en büyük vicdan terazimiz sosyal medya hesaplarımız, onu da tam anlamıyla başardığımız söylenemez zaten. Bir hikayemiz acı, elem, dert keder iken 30 saniye sonra paylaştığımız hikayemiz nasıl oluyor da güllük gülistanlık bir hal alıyor aklım almıyor bir türlü?
Neyse;
Sorguladığım hiçbir soruma cevap bulamadığıma göre en iyisi asıl meseleye geçelim
benim bu yazıyı neden yazdığıma yani.
Herkes yazdı, paylaştı esti gürledi geçti gitti bitti.
Toplumca islam alemi olarak yaptık görevimizi, sosyal medya hikayelerimizi, durumlarımızı şenlendirdik payımıza düşeni yaptık.
Ne oldu ne bitti olay nasıl gelişecek hiçbirimizin umrunda değil, kaçımız yaşanan olayın takipçisi olacağız acaba?
Hangi olaydan, hangi konudan bahsediyorum merak ettiniz dimi…
Leman Dergisinde HZ. Muhammed (S.A.V) efendimize yönelik çirkin saldırıdan bahsediyorum tabi ki. Kaç gün önce yaşandı kaçımız biliyoruz kaçımızın hafızasında hala tüm sıcaklığıyla, tüm üzüntüsüyle tazeliğini koruyor, sormak istiyorum?
O zaman şöyle yapalım….
Düşünelim biraz… bizim en kıymetlimizi, ailemizi, annemizi, babamızı, çocuğumuzu aşağılasalar, karikürize etseler, küçümseseler… Ne yaparız? Kaç gün uyuyamayız, kaç gece kâbus görürüz? Ama mesele Efendimiz olunca, yani milyonların canından kıymetli gördüğü peygamberimize saygısızlık yapılınca ve aslında bir çoğumuz için saydığım her şeyden herkesten daha kıymetli olan Efendimize yapılanı üç gün içinde “vazife tamamlandı” havasına girip unutacak mıyız?
Sadece bu olay da değil...
Ülkece yaşadığımız onlarca travma var. Her biri birkaç gün manşet, birkaç gün gündem... sonra çöp kutusuna.
Peki bu unutkanlık bir savunma mekanizması mı, yoksa bir umursamazlık mı?
Bunun cevabını bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: bu hızda unutmaya devam edersek, bir gün kendimizi bile hatırlamayacağız.
Çünkü biz her şeyi anlık yaşıyoruz. Bir olay oluyor, birkaç saat sonra tepki veriyoruz. Ama 24 saat geçince, o olay çoktan yerini başka bir gündeme bırakmış oluyor. Hâl böyle olunca da, hiç kimse gerçekten bir şeyin peşine düşmüyor. Sadece “gündem insanı” oluyoruz.
Bugün Leman, yarın başka bir mecra, sonra belki daha büyük bir çirkinlik…
Ve biz yine “vah vah” deyip, geçecek miyiz?
Hayır, bu sefer geçmeyelim.
Hadi bu sefer, hafızamızda biraz daha uzun tutalım.
Biraz daha özenli, biraz daha duyarlı olalım.
En azından Efendimiz’e olan sevdamız, üç günlük bir sosyal medya tepkisinden ibaret kalmasın.
Gerçekten artık bir dur diyelim bu boşvermişliğe.
Sesimizi sadece ekranlara değil, vicdanlarımıza da duyuralım.
Çünkü bir toplumun hafızası, onun vicdanıdır.
Ve biz vicdanımızı ne kadar diri tutarsak, o kadar insan kalırız.
Unutmak kolay, hatırlamak zahmetli belki ama…
Değmiyor mu, bizim için canını ortaya koymuş o kutlu Elçiyi hatırlamaya?
Biraz daha dikkat, biraz daha sevgi, biraz daha saygı...
Belki işte o zaman bu hale nasıl geldiğimizi değil, nasıl toparlandığımızı konuşuruz.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum