GüneyKent’te Başkan konuştu, vatandaş dinledi. Lafla peynir gemisi yürümez…
14 Mayıs 2025, Çarşamba 15:21“Vatandaş Soruyor, Başkan Cevaplıyor” programının üçüncüsü Güneykent Mahallesi’nde yapıldı. Bu mahallede üç yıla yakın bir zamandır ikamet eden bir birey olarak şunu rahatlıkla söylemem gerekir ki bir belediye başkanının halkın karşısına çıkıp doğrudan soruları yanıtlaması, Türkiye siyasetinde artık sıradan değil, takdire şayan bir davranıştır.
Başkan Şahin Şerifoğulları’nı bu yönüyle kutlamak gerek.
Bu mahallede ulaşımdan yolların durumuna kadar birçok sorunun ayyuka çıktığı bir dönemde halkın karşısına geçip bu sorun ve sorulara göğüs germek o kadar da kolay bir iş olmasa gerek diye düşünüyorum. Çünkü şehirde herkesin şikâyeti bol, ama mikrofon uzatıldığında konuşacak muhatap bulmakta bir o kadar zor. Bu anlamda bu program, demokrasi kültürüne küçük ama anlamlı bir katkıda sağladı haliyle.
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, program esnasında göreve geldiğinden bu yana hayata geçirdiği projelerini de uzun uzun anlattı. Anlattıklarının önemli bir kısmı elbette ki doğru. Şehrimizde, Başkan Şerifoğulları göreve başladığından bugüne kadar, meydanlardan fuar alanına, altyapıdan otoparklara kadar çok ciddi işler yapılmış. Özellikle de altyapı gibi kimsenin görünmeyen ama herkesin hissettiği sorunlara el atmak, siyasi risk içeren ama cesur bir tercih olmuş. Sayın Şerifoğulları’nı bu cesaretinden dolayı da tebrik edelim elbette.
Ancak mesele sadece ne yapıldığı değil, nasıl yapıldığı.
Örneğin altyapı çalışmaları yüzde 70 tamamlandıysa, neden hâlâ bazı mahallelerde kaldırımlar gelişigüzel, asfaltlarda ise yama üstüne yama?
Şehir trafiği rahatlatıldı deniyor, fakat bazı kavşaklarda sabah ve akşam saatlerinde hâlâ çözülmeyen bir keşmekeş var. Bu soruların cevabı ise sadece asfalt dökmek değil, şehir planlamasında sürdürülebilir ve akılcı çözümler üretmekten geçiyor. Konuyu mühendis gözüyle değerlendirecek olursak örneğin her caddenin veya sokağın yan kısımlarına elli santimetre genişliğinde bir veya bir buçuk metre derinliğinde kanallar oluşturulup üzerleri açık olacak şekilde ızgaralar döşenerek ki bu ızgaralar taş veya metal olabilir, cadde veya sokak boyu kazılırsa her yağmur yağdığında oluşan sel riski minimize edilebilir bence.
Benimkisi sadece bir öneri…
Başkan şerifoğulları, programda Harput’a yapılan yatırımları da anlattı. Balakgazi Parkı, Cam Seyir Terası ve Harput Konukevi gibi hizmetler kültürel miras açısından sevindirici. Ancak Harput’un sadece fiziki değil, tarihi ve sosyal kimliğinin de yaşatılması gerekiyor. Beton değil, ruh inşa etmek lazım. Harput’un eski sokaklarını restore etmek, yerel halkı sürecin içine dahil etmek de en az seyir terası kadar değerli bir proje olurdu bence.
Sosyal belediyecilik anlamında yapılan Halk Ekmek Fabrikası ve Şehir Lokantası gibi adımlar da alkışı hak ediyor. Enflasyonun halkı ezen etkisi karşısında bu tarz dokunuşlar küçük gibi görünse de vicdani bir duruşun göstergesi. Ancak bu tesislerin sadece varlığı değil, erişilebilirliği ve sürdürülebilirliği de önemlidir.
Halk ekmek büfelerinin sayısı yeterli mi?
Mesela,
Şehir lokantasından kaç kişi yararlanabiliyor?
Programda en dikkat çeken kısımlardan birisi de deprem sonrası kurulan yeni mahallelerin ihtiyaçlarının dile getirilmesiydi. Başkan burada da açık konuştu, sorunların farkında olduklarını söyledi. Yeni bir mahalle kurmak kolay, ama mahalle yapmak başka bir şey. Sadece konut değil; okul, sağlık ocağı, ulaşım, sosyal donatı... Bunlar olmazsa insanlar binalarda oturur ama yaşadıklarını hissetmez haliyle. Çok şükür, Güneykent Mahallemizde bunların birçoğu yapılmış durumda. Ancak; ulaşım sıkıntısı olmasa da aşırı kalabalıktan dolayı otobüslerimiz hınca hınç doluyor. Konserve gibi gidip geliyoruz mahalleden şehire, şehirden mahalleye. Hele hele Bızmişen ve Holpenk bölümlerinin bence artık birbirinde ayrılması gerekiyor ulaşım açısından. Holpenk bölümümüzde böyle giderse Hankendi Mahallesi’yle birleşti birleşecek. Şehre geliş bir saat şehirden dönüş bir saat. Ve hınca hınç dolu araçlar. Bu konuda çok mustaribiz mahalle halkı olarak. Buradan mahallelimizin isteğini iletmek istedim sadece.
Elçiye zeval olmaz.
Başkan’ın konuşmalarında yer alan “her bir hemşerimizin derdiyle dertlendik” sözü ise önemli. Fakat bu söz, sık sık tekrarlandığında klişeye dönüşme riski taşır. Çünkü vatandaş artık hizmetin ötesinde şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik de istiyor. Mesele her mahallede taziyeevi ya da park açmak olmamalı bence. O mahallenin çocuklarının hayalini kurabileceği bir gelecek inşa etmekse en önemlisi tabi ki. Esas başarıda budur aslında.
Programda Başkan konuştu, vatandaş dinledi.
Lafla peynir gemisi yürümez; ama niyet samimiyse, rotayı da gemiyi de halkla birlikte belirlemek mümkündür diyor ve yazımı burada sonlandırıyorum.
Saygılarımla…
İLETİŞİM: muratatlamis23@gmail.com
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum