Havayı soluyor, umudu yutuyor, gururuyla doyuyoruz

Memur ve emekliye %15-16 civarında enflasyon farkı bekleniyormuş...

Ne güzel haber değil mi?

Ama sevinç kısa sürdü. Çünkü doğalgaza %24,6 zam geldi. Yani devlet sol elinizle verdiğini, sağ elinizle değil, direkt kombinizden çekip aldı!

Şimdiden farkın %10 fazlası geri gitti.

İşte ekonomi yönetiminde ustalık böyle olur; hem veriyorsun, hem geri alıyorsun, üstüne bir de teşekkür bekliyorsun!

Gabar’da petrol fışkırıyor, Sakarya’da doğalgaz kaynıyor. Fışkıran var ama fatura hâlâ yanardağ. Vatandaş indirim beklerken, zamlarla yanıyor.

Hani bu zenginlik vatandaşa yansıyacaktı?

Meğer yansıyormuş...

Ama ısı olarak, fatura tutarı olarak, ödenmemiş borç faizi olarak.

Kurt kışı geçirirmiş ama yediği ayazı unutmazmış...

Bizimki ayaz değil kardeşim, direkt buzlu kazık!

Ekonomide yeni bir denklem icat edildi:

Zam + Zam = Enflasyon Düşüşü.

Gerçekten ekonomist olmak lazım(!).

Her zamdan sonra "enflasyon düşüyor" açıklaması geliyor.

Eşşeği bol kasabanın semercisi zengin olurmuş derlerdi. Bizde de halktan bol bir şey yok, o yüzden zamcılar keyifte.

Semer sırtımızda, sopa Allah’tan…

Peki bu düzen neden böyle?

Çünkü ekranlarda her gün çıkarılan yandaş şovmenler, ekonomi şaha kalktı diyor. Bu şovmenler sayesinde iktidar ne isterse yapıyor.

 Hak, hukuk, adalet mi?

Şu sıralar konuk alınmıyorlar ekrana. Emekli geçinemiyor, gençler işsiz, ama bazıları hâlâ “çok iyiye gidiyoruz” diyorsa...

Menfaat menfaattir, kimse kendini kandırmasın!

Ülkenin geldiği hâl bu.

15 bin lira maaş alan emekli, 20 bin lira kira ödemeye çalışıyor.

Peki bu adam ne yiyip ne içiyor?

Cevap çok basit!  Havayı soluyor, umudu yutuyor, gururuyla doyuyor.

Ama siz siz olun, ses etmeyin! Yoksa hemen yaftalanırsınız:

“Vatan haini, nifak tohumu, dış güçlerin oyuncağı...”

Hayır kardeşim, biz sadece hayat pahalılığının göbeğinde yaşarken, kimin lüks arabayla, kimin dolmuşta ezildiğini görüyoruz.

Ve bu gerçekleri gördükçe soruyoruz:

Bu düzen kimin düzeni?

Memlekette fışkıran şey petrol değil...

Faturalar, vergiler ve sabrımız.

Ama sabır da bir yere kadar; çünkü bu millet semeri değil, yüreğine yakışanı taşır.

Saygılarımla…