Suç Değil, Duyarsızlık Toplumları Çürütür!

Elazığ Emniyeti'nin uyuşturucu operasyonları gerçekten takdire değer. Her gün bir tutuklama, bir yakalama daha, belki de bir insanın hayatını kurtarıyor. Ama bu mücadele sadece emniyetin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Evet, belki de bir insan daha bu karanlık yoldan döner, ancak bu sadece suçla mücadele etmekle bitmez; aynı zamanda bir sorunun kaynağını anlamak, çözüm için köklü adımlar atmak gerekir.

Bugün gelinen noktada, bir çocuk cezaevine özeniyor, biri kırıp dökmek istiyor, diğeri uyuşturucu kullanıyor... Bunlar hep acı gerçekler. Peki, suçlu kim? Sadece suçu işleyen mi? Yoksa aile mi, çevre mi, toplum mu? Bu soruya yanıt aramak çok derin bir mesele.

Bir insanı öldürmek, vurmak, bir uyuşturucu bağımlısı olmak… Tüm bunlar bir insanın insana karşı duyduğu acı, öfke ve çaresizlikle alakalı. Bir insanın bu tür bir yola sapması, çoğunlukla sadece kendisinden kaynaklanmaz. Aile, çevre, arkadaşlar, toplum... peki bu toplumu kim oluşturuyor? Elbette hepimizin etkisi vardır bir toplumun yetişmesinde. Hal böyleyken çözümü de yine kendimizde aramalıyız. Bunun ilk adımı da ailede başlıyor. Aileler çocuklarını yalnız bırakmamalı, onlara sevgi, ilgi, eğitim sunmalı. Toplum, duyarsız olmamalı; yolda gördüğümüz bir çocuğa, zor durumda olan bir insana el uzatmalı. Hep birlikte, bir insanın hayatını etkileme gücümüz var.

Ama bazen ne yazık ki toplum, “Bize dokunmayan yılan bin yaşasın” yaklaşımını benimsemiş durumda. Bu, gerçek bir sorun. Çünkü gözümüzün önünde yaşanan olaylara duyarsız kalıyoruz. Oysa ki, çocuklarımız da bir gün bu toplumun parçası olacak. Toplumun da kendisi olacak. Bu yüzden onların da bizlerin düştüğü hataları engellemek için bir şeyler yapmalıyız.

Hayat bir döngüdür; bir insan birini öldürürse, o zaman bir başka insan da ona karşı bir şeyler yapabilir. Ama biz, bu döngüyü kırabiliriz. Toplum olarak, aile olarak, birey olarak sorumluluğumuzu taşımalıyız. Bir insanın başına bir olay geldiğinde, sadece suçlu aramak değil, o olayın arkasındaki sebepleri, derinlikleri anlamak da önemli. Çünkü suçlar sadece bireylerin içinde doğmaz, onları doğuran toplumun ruhudur bu suç.

Son olarak, bizler toplum olarak birbirimize duyarsız kalmamalıyız. Bir insanı sevmek, ona değer vermek sadece büyük bir değişimi değil, aynı zamanda toplumsal huzuru da getirir. Elazığ Emniyeti'nin operasyonlarını hepimiz tebrik ederken, aynı zamanda kendi içimizde de bir farkındalık yaratmalı; insanlık adına bir şeyler yapmalıyız. Her bireyin, her ailenin ve her toplumun bu sorumluluğu taşıması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bir toplumun gerçek gücü, içindeki her bireyin sağlıklı, huzurlu ve mutlu olmasından geçer.