İnsan Nasıl Yahudileşir ? -1
04 Mayıs 2025, Pazar 14:02Yahudi meselesini yazmak insanlığın kötülük tarihini yazmaktır.
Çünkü Kuran bize bu kavmi kötülüğün prototipi olarak tanıtıyor.
Yani yeryüzünde işlenebilecek bütün kötülük örneklerini bunları iyi tanırsak tanımış olacağımızı bize haber veriyor.
Bir bakıma bunları tanımak felsefenin tartıştığı kötülük meselesini anlamak açısından da önemlidir.
Çünkü kötülüğün kaynağı olarak Allahı gören zihniyete bir cevap olması yönüyle da önemlidir bu kavmi tanımak.
Zerdüşt inanışının temelini oluşturan
iyilik tanrısı Ahura Mazdanın karşısına yerleştirilen Ehrimen-sanki kötülüğü üreten bir tanrı varmış gibi-
Kuran'la çelişmesine rağmen bu milletin kucağına bırakılmış bir hurefe olarak maalesef yer etmiş ve bir inanç olarak tevarüs edip müslümanların inancına sirayet etmiştir.
Yani evrende her ne yaratılmışsa Allah yaratmıştır diye inandığımız için kötülük yaratılmışsa onu da Allahın yaratması gerekir gibi bir algı ve inanç oluşmuş Müslüman kültürde.
Zerdüştlerin bu saçma inanç ve ilah anlayışını reddedelim derken biz onlardan etkilenip yaratırsa herşeyi ancak Allah yaratır diye inanıp şerrin yaratılışı veya ortaya çıkışını Allaha izafe etmişiz.
Zamanla bu inanç müslümanlar içinde kötülüklerin kaynağı nedir sorusunu sormaya zemin hazırlamış ve cevap olarak herşeyin Allahtan olduğuna iman edilmesi gerektiğini doğurmuştur.
O halde kötülük de Allah'tandır gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır.
İmanın şartlarına baktığımızda hayrın ve şerrin Allahtan olduğuna iman etme bu düşüncenin devamı olarak doğmuştur.
Tabii islam uleması farklı ekollerle bu tartışmaya girmiş ve konuyu bugüne
kadar getirmişlerdir.
Allah kötümüdür ki kötülükler sürekli
artıp devam ediyor?
Neden kötülüğü yok etmiyor gibi sorular ortaya çıkmıştır.
Eğer Allah iyi ise ondan hep iyilik sirayet etmesi gerekmiyor muydu gibi saçma sapan sorularla Müslümanların ve insanların kafası karışmış maalesef.
Kötülük nedir sorusu önemlidir.
O halde tüm insanlık için geçerli sabit değişmez tarifi nasıl ve nerden elde edebiliriz?
İnsandaki şehvet öfke kin kıskançlık v.b kötü olarak görülen özellikler aslında kötü şeyler midir?
Örneğin şehvet kötü birşey midir?
Eğer şehvet olmasaydı insanlık nasıl üreyip çoğalacak ve birbirine ısınacaktı?
Aslında önemli olan içimizdeki bu duygu ve özellikleri doğru kullanıp kullanmadığımız sorunsalıdır.
Yoksa Allahın insana verdiği özellikler ve duygular saf olarak sadece kötülük için kullanılsın diye verilmemiştir.
Bu duygular insan iradesi ile aklının kontrolüne bırakılmış ve insan davranışlarından sorumlu tek varlık olarak sorumlu tutulup ahirette hesap vereceği şekilde formatlanıp imtihan için dünyaya uygun yaratılmıştır.
İnsan amellerinin failimidir yoksa değilmidir eğer insan kendi amellerine kendisi karar veren ve yapan fail değilse irade neden vardır?
O halde insan için dünya hayatı nasıl imtihan olabilir gibi sorular akabinde gelmiştir.
Bu inanç ve yorumlar kendiliğinden
ortaya çıkmamıştır.
Aşağıdaki meal örneklerine baktığımızda sorun ciddi bir sorundur.
Kuran'da Enfal süresi 17.ayetdeki "düşmana oku atarken atan sen değildin Allah attı" veya
"onları öldürürken öldüren sen değildin Allah öldürdü"
gibi meal çevirileri ve Kurani anlayış şekilleri insanın amellerinin sahibi olmadığı gibi bir sonucu ortaya çıkaran çeviriler olarak dikkat edilmelidir.
Bu meallere ve tefsirlere göre eğer atarken ben atmadıysam Allah attıysa veya vururken ben vurmadıysam o zaman ben amellerimin faili yani öznesi değilim anlamı rahatlıkla çıkabilir.
Yani Kuran'daki bu ve benzer ayetleri böyle anlayan Eşari ekolü ile insanın irade sahibi ve özne olduğunu savunan Mutezile birbirlerine girmiş bu sorunu büyüterek insanın işlediği amelleri için sorumlu olup işlediği kötülükleri Allah istediği için işlediği sonucuna varmışlardır.
Eşari bunu böyle savunmuştur.
Burda ben bir kötülük yaptıysam bunu Allah istedi diye yaptım gibi bir anlam ortaya çıkmıştır.
Yani bu benim kaderimdir.
Ben doğarken yapacaklarım önceden kaderime yazılmıştı gibi bir inanış vardır
Yani bu görüşe göre suçlu Allah'dır.
Çünkü Allah öyle istemiş ve dilemiştir.
O halde eğer bu görüş doğru kabul
edilirse o zaman yahudilerin yaptıkları kötülüklerde yahudilerin bir suçu olmaması gerekir.
Demek Allah onların bu kötülüğü yapmasını murad etmiş gibi bir anlam ortaya çıkıyor.
Suçu Allaha atıp nefsimizi temize çıkaramayız.
Elbette böyle düşünmek ve inanmak
Allahı tanımamaktır.
Allah insan ilişkisini doğru bir bilgi ile temellendirmezsek yahudilerin yaptıklarını eleştirme hakkımızı kaybederiz.
İnsan kendi eylemlerinden sorumludur.
O halde kötülüğü anlamamız ve tanımamız için yahudileşenlerin fıtratını çok iyi bilmemiz gerekiyor.
Sorun yahudi olarak doğmak değil
onların yahudice düşünmesini ve yaşamasını sağlayan geçmiş bilgisindedir.
Tasavvur sadece geçmiş bilgisi ile kurulur.
Eğer o yanlış ve kötü olursa yaşanan
hayat da şeytani ve kötü olur.
Devamı haftaya...
Sevgi ve bilgi ile kalın...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum