Süt Üretimi Düşüyor, İnekler Kesime Gidiyor, Yöneticiler İse Seyir Tribününde

Elazığ Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ümit Fırat Turan, hayvancılığın içine düştüğü derin krizle ilgili konuşmuş. Ama “konuşmakla bu iş çözülüyor olsaydı, Elazığlı üretici çoktan zengin olurdu.” Demekten de kendimi alamadım.

Görevde 2011’den beri bulunan Turan, Elazığ’daki sığır yetiştiriciliğinin potansiyelinden söz ederken, pazarlama ve maliyet sorunlarını işaret ediyor. “Üretici hak ettiği parayı alamıyor” diyor, haklı. Ama kendisine şunu da sormak gerekiyor. 13 yıldır aynı koltukta oturulurken bu sorunlara hangi somut çözüm geliştirdiniz?

Elazığ’ın küçük bir şehir olması nedeniyle ürünlerin il dışına satıldığını söyleyen Başkan Turan, bu durumun üreticiye zarar verdiğini belirtiyor. Yani üretici hem üretiyor hem taşıyor hem de zarar ediyor. Sütü var, alıcısı yok. Götürse yol masrafı, beklese bozulma riski.

Turan, “Süt üretimi düşüyor, inekler kesime gidiyor” derken sektörün çöküşünü de itiraf etmiş oluyor. Peki bu çöküşü izlemek dışında Birlik olarak ne yapılıyor?

Mandıraların süt tozuyla peynir, yoğurt yapması ise başka bir yara.

Üretici üretemiyor, tüketici ise ne yediğini bilmiyor.

Öyle mi?

Köylü, günlük 200 TL’lik yakıtla şehre süt taşımaya çalışıyor. 25-30 TL’den satılan sütten yine de kazanç sağlanamıyor. Kimi peynir yaparak ayakta kalmaya çalışıyor. Kimi ise artık dayanamayıp hayvancılığı bırakıyor. Devletin verdiği destekler, saman balyasının gölgesinde kalıyor.

En çarpıcı öneri ise "Yem Konseyi kurulsun" çağrısı.

Süt para etmiyor, yem ateş pahası.

Başkan Turan, sıfır gümrüklü ithalatın sadece sanayiciye yaradığını söylüyor. Elazığlı üreticiye yaramayan bu ithalatın hesabı kime sorulacak, peki?

Bir zamanlar “köylü milletin efendisiydi.” Bugün ise sütüyle, etiyle, emeğiyle oyalanan; sorunları çözülmeyen, sesine kulak verilmeyen bir yalnızlık içinde...

Üretici bir yanda, ithalatçı başka yanda, yöneticiler ise seyir tribününde.

Ve ortada kalan yine köylü, yine çiftçi, yine sütü elinde kalan…

Saygılarımla…