İnsan Nasıl Yahudileşir?-3
16 Mayıs 2025, Cuma 14:32Önceki yazımda değindiğim Beni İsrail kelimesini daha iyi anlamak için biraz daha kazı yapmak istiyorum.
Benî İsrail sadece İsrailoğulları anlamına gelmez. Başka anlamları da var.
Tabii Benî İsrail kelimesine dikkat ederseniz İsrail diye bir insan olması gerekiyor ki onun oğulları anlamı verebilelim.
Beni=oğul demek inşa demek
bina demek yeniden kurmak demek.
O halde bu İsrail kimdir? diye bir
soru sorup cevabını bulmak zorundayız.
Tevrata göre İsrail Hz Yakub’un lakabıdır.
Fakat Kurana göre bu kesinlikle yanlıştır.
Çünkü Kuran'da 16 kez geçen Yakub kelimesi doğumundan ölüm anını tarif eden ayetlere kadar hep Yakub ismi ile geçmiş ve Allah hiçbir yerde İsrail diye bir lakap kullanmamış.
Tevratda uzun uzun hikaye olarak anlatılıp tanrı ile güreşen ve güreşi kazanan adam diye hikayelerle süslenilen kişi için İsrail Yakub’un lakabıdır demek Yahudi hikayeleri ile Kuranı anlamak olur.
Biz inancımızı israiliyat üzerine kuramayız.
Peki rabbimiz bu kelimeyi neden açıkça tarif etmedi acaba?
Bu bir şahıs mı yoksa bir zihniyeti tarif için kullanılmış bir kelime mi?
Eğer bizim için tek doğru ve eşsiz kaynak Kuran ise o halde bu kelimeyi Kuran'da aramak ve bulmak zorundayız.
Kuran'da İSRÂİL kelimesi bir isim olarak
2 kez geçiyor.
Meryem süresi 58 ve Ali İmran 93.ayeti. Meryem süresindeki ayette
"ademin soyundan gelen resuller
Nuh ile beraber taşıdığımız İbrahim ve İsrail’in zürriyetinden doğruya ulaştırdığımız kimseler..."diye geçen ibarede İbrahim ve İsrail olarak geçmesi onun bir insan olmasını zorunlu kılıyor. Çünkü "ve" edatı aynı olan iki tür için kullanılırsa bağlaç olarak kullanılır.
İbrahim insan olduğu için "ve “edatından sonraki ismin insan olması gerekiyor.
"İbrahim VE İsraillin zürriyetinden
doğruya ulaştırdıklarımız".
Yani iki zürriyet var.
Bu şu demek iki zürriyetten iyiler de çıkabilir kötüler de.
Eğer İsrail bir insan ise ve Nuh’un gemisi ile taşınmışsa nasıl olurda İbrahim’in oğlu olan Yakub için kullanılır bu kelime?
Çünkü Kurana göre İsrail varken İbrahim’in oğlu olan Yakub henüz doğmamıştır.
O halde bu insan kim?
Bu bir resul müydü yoksa başka biri mi bunu bulmak ve anlamak zorundayız.
Çünkü Kuran'da Alla hu Teâlâ Ademe
"La takrebu hazihis seceret"
diye bir hitapda bulunuyor.
Bu ayeti mealler"bu ağaca yaklaşma"
diye çeviriyorlar.
Oysa SECERE kelimesi sadece ağaç anlamına gelmiyor.
SOY anlamı da var.
Yani üstteki bakara süresinde geçen ayet de Alla hu Teâlâ Ademe ağaca yaklaşma demiyor "şu soya yaklaşma “diyor.
Hangi soya yaklaşma?
İBLİSİN SOYUNA...
Çünkü insanlık iki soy üzerine kuruldu.
İblisin soyu ve Ademin yani resullerin soyu.
Yani iyi insan olarak yaşamak için resullerin soyunu takip edenler ve
şeytanın yolunu takip edenler.
İşte o gemide birlikte taşınan kişi iblisin soyunu temsil eden ve sonradan bu 10 kardeşin anneleri olan Yakub’un diğer eşi olan kadının soy atalarından biri olmuş olabilir.
Çünkü bu çocuklar şeytanın yolunun temsilcileri olarak hep tarif edildi Kuran'da.
Tabi bu benim tahminim ve zannım.
Kuranı bir delilim henüz yok.
Ne yazık ki müfessir ve ulemamız bu kelimeyi anlamayınca veya anlamını bulamayınca İsrail Yakub’un lakabıdır demiş ve Yahudi bilgisine uyarak bizi uyutmuşlar.
Şimdi üstte bulduğumuz aile ve sözleşme kelimelerini yanana getirip okuduğunuzda "sözleşmeli aile “ve klan anlamı çıktığını görebiliyoruz.
Şeytani bir soyun ve ailenin zihniyetini bize açıklıyor İsrail ve beni İsrail kelimeleri.
Ayrıca İsrail kelimesi bu zalim kardeşlerin şeytanın soyunu ve zihniyetini sürdüren kişiler için sembolik bir ifade olarak kullanılmış da olabilir.
İkinci olarak geçmişteki o sözleşmeden haberi olup biz "Allah’ın özel seçilmiş bir halkıyız “diye kendilerini ayrıcalıklı ve üstün görerek bu sözleşmeyi takip ettiklerini savunan kişiler için kullanılmış bir kelime olarak da anlayabiliriz Beni İsrail kelimesini.
Yani bu sözleşmeden haberi olan ve onu takip ettiklerini iddia eden soy.
Yusuf ve babası Yakub’a karşı çıkıp sözleşmeyi kendilerine göre anlayanlar.
Veya tarih boyunca bu soyun mantığını ve zihniyetini takip edenler.
Yani bu büyük kardeş risaleti çok istemiş kendisi büyük olduğu için kendisinin hakkıymış gibi babası Yakub’a karşı gelmiş neticesinde oluşan kıskançlık ve kin burada başlayıp günümüze kadar devam etmiş olan bir soyun mücadelesi olarak anlaşılmalıdır.
İşte bu sözleşmede bunların Allaha ve onun gönderdiği kitaba sadık olacaklarına dair söz verdiklerini Allah’ında onları alemlere üstün kılacağı vaadinde bulunduğunu anlıyoruz.
Hz. Yusuf onları mısıra getirdikten sonra mısırda firavunun zulmü altında özgürlüklerini kaybedip köleleşmeye başlayınca Alla hu Teâlâ Hz Musa'yı onları firavundan kurtarmak için resul olarak gönderdi.
Onlar Musa ile yola çıkarken yol boyunca gördükleri 9 mucizeye(isra101) rağmen
ki denizin yarıldığını gözleri ile gördüler firavunun boğulduğunu gördüler çölde açlık ve susuzluk çekince gökten bıldırcın geldiğini ve yerden mantar çıktığını gözleriyle gördüler ki çölde zor bulunan besinlerdir bunlar yine de tam teslim olmayıp itirazlar ve bahaneler üreterek Musa’ya itiraz etmeye başladılar.
Musa vahiy için tur dağına gidince onlar Harun’dan samirinin yaptığı altın buzağı gibi bir put onlara yapmasını istediler.
Hatta öyle bir noktaya geldiler ki
"Yaa Musa biz Allah’ı gözümüzle görmedikçe ona teslim olmayız dediler"
Musa onları Mekke’ye getirmek için şehre yakın yere geldiklerinde biz oradaki insanlarla savaşamayız sen ve rabbin gidin savaşın dediler.
Peki tüm bu ihanet alçaklık ve sefilliğe rağmen Allah neden bunları hep affedip tekrar tekrar bunlara şans veriyordu?
Bunların ne ayrıcalığı vardı Allah’ın yanında?
Haşa Allah bunlara torpil mi yapıyordu?
İşte bunun cevabı o SÖZLEŞME.
Bu büyük kardeş ve onun sözüne uyan diğer dokuz kişi bu sözleşmeye güvenmiş kendileri Hz Yakub’un oğulları olduğu için zaten nebi olarak doğmuş ve potansiyel resul adayı idiler.
Çünkü bu on iki erkek çocuk babaları resul olduğu için Nebi olarak doğdular.
Nebi ne demektir?
Babası resul olan bir erkek çocuğun potansiyel resul olma hali taşımasıdır.
Çünkü Risalet soy üzerinden devam eden "ilahi kurumun" adıdır.
Nebi ile resul arasındaki fark çok önemlidir.
Risalet yani kimin resul olacağı kararı Adem ile başlayıp beşer soyuna verildiği için bunlar Yakub resulden doğduklarından rabbimiz Resullüğü bunlardan birine vermesi gerekiyordu.
Amaç Yusuf’un Resullüğünü engellemektir.
Fakat Yusuf daha13-14yaşındayken Allah Yakub’a Risaleti kime vereceğini bildirmiş ve bu haberi mutlaka gizli olarak tutmasını döne döne Yakub’a tembihlemişti.
Yakub bu sırrı ikinci eşine söyledi.
Onlar Alla hu Teâlâ’nın bu kararını Yakub’un diğer hanımı olan annelerinden öğrendiler ve Allah’ın bu kararı değiştirmesini isteyip beklediler.
Ama Allah ilkeli olduğu için sözünü asla bozamaz ve değiştiremezdi.
İşte şeytanın bu kardeşleri yoldan çıkarması burada başlamıştır.
Bunlar kendilerini hep daha layık ve üstün olarak gördüklerinden İbrahim milletine tabi olan Yusuf ve Yakub’a düşman oldular.
Artık yollar ikiye ayrılmıştı.
Devamı haftaya...
Sevgi ve bilgi ile kalın
mail adres: [email protected]
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum