Elazığ
05 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.34
  • EURO
    34.87
  • ALTIN
    2393.5
  • BIST
    10276.88
  • BTC
    63456.712$

                    TESLİMİYET            

05 Ocak 2024, Cuma 14:20

           

Hayrı da şerri de bilen şüphesiz O.

Çocuktuk; bir oyuncak arabamız bir bebeğimiz olsun istedik birçoğumuz, biraz büyüdük okulu bitirmeyi istedik kimimiz. Ardından iş istedik, sevdiğimiz kızı istedik belki. Ümit ettik; ümit yolcunun aşı, yorgunun ilacıydı. Umuda sarıldık, olmayacakları olduruverene olan inancımızdan ve de inançların direk olduğu evlerde büyüdüğümüzden olsa gerek, hiç yitirmedik dirayetini dualarımızın.

Kimi zaman aşığı olduk isteklerimizin, vazgeçemedik kolay kolay. Yaşımızın verdiği cahillikle ısrarcı olduk belki. Kölesi olduk isteklerimizin. Sonra yaş aldıkça anladık ki; ümidini kestiğin şeyde hür olunuyormuş, tamah ettiğimiz şeylerin ise kölesi oluyormuşuz. Neyi çok istersek esaretine girmişiz, meğer neden vazgeçebiliyorsak sonradan en çok hamt ettiğimiz o oluvermiş.

Zamanla anlıyor ki insan, her şeyde ölçü lazım gelirmiş. Sevmek bile ölçü ile sahiplenmek de öyle. Ağlamak, sızlamak, mutluluk, gülmek, serzeniş, ağıt hepsi ölçü ile…

Dualar hepimizin ilacı değil mi? Hani yaradan da diyor ya “siz isteyin, dualarınızda ısrarcı olun” diye. Bolca sarılırız onlara, ta çocukluktan yaşlılığa kadar çare ediniriz duayı. Israrcı oluruz da kabul görmediğinde hüzne kapılırız hemen. Hâlbuki bilmeyiz ki insan aceleci, muhakkak ki çok aceleci. Şerr’in ve hayr’ın ardındaki sebebi öğrenmekte hayli sabırsızız. Biz bilmeyiz de bilen bizi korumak için ille de oldurmaz duayı. Bu sebeple ki istenilen şey ne olursa olsun çok ısrarcı olmamak lazım. Bazen teslimiyet en doğru seçim. Evet, teslimiyet özgürlük, yüklerinden kurtulmak demek.

“Ne geliyorsa senden amenna.

 Ne gidiyorsa sendendir.

 Hayr olan doğru olan bu.”

Gün geliyor, dualar kabul olmuyor belki, tüm kapılar yüzümüze kapanıyor. Kendimizi dipsiz bir kuyuda buluveriyoruz. İşte tam da bu zamanlarda kendimize şunu hatırlatmalı;

“ Sen kendini unutsan bile;

Rabbin seni unutmadı.

Senin için daha hayırlı planları var.”

Hayat kısa hem de bizim hissettiğimizden çok daha kısa. Madem bu kadar yetersiz bir süre içindeyiz, neden bunca ısrar? Olmuyorsa olmasın; baharda kardelen açmadı diye mevsime küsülür mü, kaya diplerinde çiğdem açmadı diye dağlara dargın yaşanır mı? Her olay, tabiat, kendi durumu içinde şekil alır. Birimizin duası diğerimizin hayrına olmayabilir. Bu durumda en hayırlı olanı yaradan bilir. Dolayısıyla sonuca tevekkül etmek, olacağı olduracağı O’na bırakmak güzel bir rahatlık.

Uçağı kaçırdım diye çok hayıflanan birinin uçak kazasından kurtulması gibi bu. Hâlbuki ki o uçakla büyük bir iş görüşmesini ya da bizim için çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir şeyi kaçırmışızdır değil mi?

Hayatta her işi böyle görmek lazım. Çok istediğin bir iş olmuyorsa, çok istediğin kişi senin olmuyorsa, istediğin bir şeyi satın alamıyorsan, yolun uzadıysa, engeller çıktıysa karşına ya da hiç sebebini bilmediğin bir şeyler olduysa bazen de oluruna bırakmak lazım gelir. En nihayetinde çok istediğimiz şeyler yerini bulunca başımıza neler gelecek bilemeyiz. Bunu tek bilen vardır ve bu sebeple bizim dua sanıp avuçlarımızı açtığımız cümleleri duymaz, bize daha sağlıklı hikâyeler yazmak için duyumsamazlıktan gelir bizi. 

O vakit kurtulalım tüm bu yüklerden; olası varsa olurdu diyelim. Zaman her şeyin ilacı, sabır ise imandan… Öyle zaman gelir ki, bir zamanlar olsun diye dua ettiğimiz avuçlarımız, iyi ki olmamış diye şükrederler.

Herkes sahip oldukları ile en güzelini, en makbulünü, en hayırlı olanını dilesin. Herkesin duası kalbinin güzelliği kadar kabul görsün.

Teslimiyet; her işi, her şeyi Yüce Yaratana bırakmak… Teslimiyet; gönül rahatlığı demek. Teslimiyet sen yoksan da ben varım demek. Olmuyorsa bir hayır var demek. Daha güzeli daha hayırlısı senin için hazırlanıyor demek.

Teslim olunca içindeki tüm savaşlar son bulur, işte şairin dediği gibi:

“Ben harflerden dal sen Yasin

Ben pazartesi ikinci günü yaradılışın

Sen cumartesi en sonuncusu halkının

Arştan sonra gelir benim inşam

Sen son taş sema-i ûlada

Ben kamer feleği sen zuhalsin

Ben yedinci kat sen en uzaksın göklerde

Ben âdem sen İbrahim soyu
             Ben mürebbiye sen muallimsin
             Ben sin sen sad
             Ben su sen toprak
             Ben kova sen başak…”

Madem biri kara biri ak bu kadar, dualarımız hayra kapı olsun. Teslim ettik duaları, yüklerimiz indi omuzdan. Hayırlı ise şayet, onu da bilir yüce yaradan.
      

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.