TÜRKİYE SİYASETİNDEKİ GELİNEN SEVİYE

Değerli okurlarım;

Geçmişte olduğu gibi bugün de milletimiz aydınlık bir gelecek için iyi düşünmeli ve oylarını buna göre kullanmalıdır.

Kutsal dinimizi istismar eden, milli hassasiyetlerimizle oynayan, gerçek cumhuriyet ve kurucusu Atatürk’ü anlamaktan yoksun olan ve siyasetlerini yalan, talan ve algıya dayalı yürüten tüm siyasileri ve siyasi düşünceleri hayatından söküp atmalıdır.

Neden mi?

Yoksulluğu kalıcı, yolsuzluğu yasal ve yasakları sıradan bir hale getirenleri siyaset sahnesinde hep birlikte izliyoruz. Sanki hiçbir şey olmamış gibi umursamaz, pişkin hatta saldırgan bir tavır sergilemeleri yok mu insana o kadar itici geliyor ki…

Söylemlerine hiç dikkat ettiniz mi?

 Kendilerinden olmayan karşı fikirde olan kişi ve siyasilere yaptıkları ağır hakaretler hiç yakışık kalıyor mu sizce?

Sürtük, ananı al da git, sefil, siyasi eşkıya, onursuz, haysiyetsiz, haysiyet yoksunu, edepsiz, ahlaksız, kan emici, geri zekâlı, zavallı, çürük vs. gibi ifadeler sizce de doğru ifadeler mi? Hele hele “14 Mayıs'ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar” gibi bir söylem bir devlet adamına yakışır nitelikte mi?

Tüm bu söylemler Türkiye siyasetindeki gelinen seviyenin ne olduğunu ortaya koymuyor mu sizce de?

Değerli okurlarım,

Özgür ve bağımsız bir toplum olmak varken, bizler biat ettikçe birçok şef, önder, başkan, reis bulabiliriz ama kolay kolay ATATÜRK gibi bir lider bulamayız.

“Kısık sesle paraları sıfırlayanların yüksek sesle kuran okudukları” ve “vatandaşları aşağılayan cümlelerin sarf edildiği” iğrenç bir dönemden geçiyoruz. Elbette ki kabul edilemez olan tüm bu söylemler tabii ki de sahibine iade edilir. Öyle ya, ne demiş atalarımız “kötü söz sahibine aittir.” 

Kamuoyunda tepkiyle karşılanan bu söylemlere milletimiz elbette gereken cevabı verecektir.

Sağlıcakla kalın….